2020 sağlığımızın ne kadar önemli olduğunu bir kere daha hatırlattı. Pandemiyle birlikte beslenme sistemimiz değişti. Biz evlerimizde sağlıklı kalmaya çalışırken, bilim dünyası da boş durmadı ve hayatımızı değiştirecek 10 maddelik bir liste hazırladı. İşte yanlış bildiğimiz doğrular, 2021 model sağlık tüyoları…
Sokağa çıkma yasaklarının başladığı o ilk günlerde marketlerden evlerimize yiyecekleri nasıl depolayacağımızı şaşırmıştık. Mutfaklar makarna, ekmek, tereyağı ve hazır paket yiyeceklerle dolup taşmıştı.
Daha sonra sokağa çıkma kısıtlamaları azalınca hepimiz biraz daha rahatlamış, en azından günlük alışveriş rutinimizi maske, mesafe ve hijyen kurallarıyla yapabilir hale gelmiştik.
Artık hamur işleri, kek, poğaça, börek yapmıyor makarna tarifleri paylaşmıyorduk. Ancak bugün gelinen noktada hâlâ hayatımızın büyük bir bölümünü virüs sebebiyle evlerimizde geçiriyoruz. Daha az sokağa çıkıyor ve kontrollü yaşamı daha iyi yönetiyoruz.
Evet koskoca bir yıl hayatımızdan virüse bağlı kayıplarımız ve acılarla uçup gitti. Fakat her ne olursa olsun yaşam devam ediyor. Pandemi ile bağışıklık sistemimizi güçlü tutmamız gerektiğini, daha aktif bir hayatımızın olmasının önemini, evde sağlıklı beslenmenin gerekliliğini, kronik hastalıklara yakalanmamak için kendimize özen göstermenin ne önemli bir ihtiyaç olduğunu ve literatür kirliliği yerine doğru alışkanlıkları edinmenin önemini açıkça öğrenmiş olduk.
Biz pandemi süresinde viral hastalıklardan korunmak için bağışıklık sistemimizi güçlü tutan yiyeceklere yönelirken bilim dünyası da boş durmadı ve hayatımızı değiştirecek yeni 10 önemli beslenme tüyosunu açıkladı. Belki bildiğiniz doğrular tamamen yanlış. İşte ben de sizlere en sağlıklı son bilimsel araştırma sonuçlarını ve yaşamınızdan çıkarmamanız gereken 10 değerli beslenme bilgisini paylaşıyorum.
1. KAHVEYİ KEYİFLE İÇİN:
Kahvenin kadınlarda anemiye ve selülite yol açmadığı, vücudu susuz bırakmadığı, çok sağlıklı bir içecek olduğu artık netleşti. Kahve aslında tam bir bir sağlığı koruyan kalkan görevi görüyor. Bugün günde en az iki ve en fazla dört fincana kadar içilen filtre edilmiş kahvenin yaşlanmayı yavaşlattığı, tip 2 şeker riskini azalttığı, Nörolojik hastalıklarından koruduğu biliniyor.
Dikkat edilmesi gereken üç grup kahve içmeyi biraz kontrol etmeli. Hamile annelerin en fazla bir-iki fincan, hipertansiyon hastaları bir fincanı geçmemeli ve uyku sorunu olanlar ise kahveden uzak durmalı. Spor öncesi bir fincan kahve performansınızı artırır. Yemeklerden sonra içilen kahve tokluk süresini uzatır.
2.FERMENTE SÜT ÜRÜLERİNİ TERCİH EDİN:
Her gün bir kase yoğurt veya bir su bardağı kefir veya bir büyük su bardağı ayran tüketin. Süt mayalanırken doğa mucizesi gerçekleşir ve fermantasyon ile sağlığa yararlı bakteriler çoğalır, B12 vitamininden daha zengin farklı süt ürünleri oluşur. Fermente süt ürününü düzenli tüketmenin kolon kanserinden koruduğu artık netleşti. Düzenli yoğurt, ayran, kefir tüketmenin kilo kontrolünde, kemiklerin güçlenmesinde, kalp damarlarının yenilenmesinde etkin rolü mevcut. Yoğurdu ve ayranı yemeklerle, kefiri ise gece yatmadan önce tüketin.
3. ÖĞÜN ÖNCESİ VE YEMEK ESNASINDA BOL SU İÇİN:
“Suyu boş mideye içmeyin” uyarısı bilimsel kanıtı olmayan bir bilgidir. “Ve öğünle su içmeyin” demenin de sağlıkla bir ilişkisi yoktur. Günde sekiz bardak su içmeyi alışkanlık haline getirin. Çünkü yeni araştırmalar su içtikçe vücudun kalori yakma kapasitesinin arttığını gösteriyor. Günde 2 lt su içtiğinizde vücut ekstra 100 kalori daha fazla yakabilme yeteneği geliştiriyor.
En doğrusu öğünden yarım saat önce başlayıp, öğünle beraber su içilmesidir. Öğün öncesi içilen iki büyük su bardağı su yüzde 44 daha fazla zayıflamayı sağlar. Ayrıca öğünle içilen suyu böbrekler daha fazla tutar ve suyun vücutta kullanımını daha etkili hale getirir. Özellikle spor yaparken yürüyüş vb. aktivitelerde muhakkak egzersiz süresince su içmeyi ihmal etmeyin. Aktivite boyunca su içmek performansı ve yağ yakımını arttırır.
4. GÜNDE 20 BİN ADIM:
Çok hatalı bir bilgidir “Günde 10 bin adım atın ve zayıflayın” demek. Çünkü yeni araştırmalar günde en ortalama 20 bin adım atılırsa kilo alımının önüne geçilebileceğini söylüyor. Günde 20 bin adım kan şekerini iyi dengeler, insülin direncini kırar, kalbe kan pompalanmasını dengeler, damarlarda dolaşımı hızlandırır, iyi huylu kolesterolü arttırır ve en önemlisi kaskemik sisteminin yaşam boyu güçlü kalmasını destekler.
5. ZEYTİNYAĞININ GÜCÜNÜ KULLANIN:
Kullanacağınız tek yağ zeytinyağı olmalı. İnflamasyonu kontrol altına alan güce sahip zeytinyağı kalbi koruyan, kalp krizi riskini azaltan muhteşem bir güce sahiptir. Zeytinyağında hidroksitrozol, oleocantal ve oleuropein adlı doğaüstü bileşikler biyolojik olarak vücudumuzun yenilenmesini sağlar. Natürel sızma zeytinyağının zengin içeriği karaciğerde trigliserit birikimini azaltır. Tavsiyem bir yemek kaşığı natürel organik sızma zeytinyağına bir tatlı kaşığı elma sirkesi ve ¼ çay kaşığı tane çekilmiş karabiber ekleyip her gün istediğiniz zamanda tüketerek hem zayıflayın hem de yıllara meydan okuyun.
6. TRANS YAĞLARDAN UZAK DURUN:
Journal of the American College of Cardiology 2018 yılında yayınlanan makalede trans yağ asitlerinin koroner kalp hastalıklarının en önemli nedeni olduğunu açıklandı. Küresel olarak 2010 yılından bu yana yılda 500 binden fazla kişinin trans yağ asidi alımına bağlı olarak öldüğü de bildirildi. Trans yağ asitleri, yüksek ısıda derin yağda kızartılmış her türlü besinde, fast food yiyeceklerde, salam, sucuk, sosiste yağların sıcaklıkla işlenmesiyle oluşur. Evde birden fazla kullanılan yağlar da trans yağ deposudur. Pamuk yağı ve katı yağlar da trans yağ asitlerinden zengindir.
7. BOL BAHARAT KULLANIN:
Baharatlar çok güçlü doğal ilaçlardır. Bizim mutfağımız da baharatlar açısından zengindir. Fakat özellikle isot pul biber, tane karabiber, kimyon, sumak, zerdeçal, zencefil ve tarçını daha bol kullanın. Eğer karabiber, zerdeçal ve kimyonu bir arada kullanırsanız yağ yakımını hızlandırırsınız. Zencefil ve zerdeçalı bir arada kullanırsanız inflamasyonu önlersiniz. Sumak ve pul biberi bir arada kullanırsanız bağırsakların çalışmasını düzenlersiniz. Tarçın ve zencefili bir arada kullanırsanız doğal detoksifikasyonu sağlarsınız. Baharatları pişirmede, etleri marine etmede, salatalarda ve yemeklere sofrada tuz yerine lezzet vermek amacıyla güvenle kullanmayı ihmal etmeyin.
8. HER GÜN BİR ADET YUMURTA:
Yumurtayı hem beyazı hem sarısıyla yiyin. Haşlanmış şekilde yumurta en değerli besleyici içeriğe sahiptir. Doğal bir multivitamin ve protein deposu olan yumurta yüksek kolesterol içerse de sağlıklı kişilerde kolesterolü yükseltmez, kalp hastalıklarına neden olmaz ve tansiyona olumsuz etkisi olmaz. Fakat diyabet ve kalp hastalığı olanlar için her gün bir adet yumurta yiyin önerisi doğru değildir. Haftada en fazla dört kere bir adedi geçmeyecek şekilde yenmesi bugün bilimsel olarak güveneceğimiz bir beslenme bilgisidir.
9. NİŞASTALI SEBZELERİ NADİR TÜKETİN:
Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması sonuçları hâlâ yaygın bir şekilde sofralarımızda beyaz ekmek, pirinç ve patatesin tüketildiğini gösteriyor. Bilim insanları daha sağlıklı bir hayat için patates, pirinç, beyaz ekmek ve beyaz makarna gibi besinleri ayda bir veya iki kereyi geçmeyecek şekilde az miktarda yenilebileceğini belirtiyor. Bu besinlerin yerine siyah veya kepekli pirinç, tam tahıllar ve bu tahılların unundan yapılan ürünlerin tercih edilmesini öneriyor.
10. BESİNLERİ HAZIRLARKEN DİKKAT EDİN:
Yiyeceklerin kesme, pişirme veya saklanması sırasında oluşan değişiklikler hem yiyeceğin görünüşünü hem de tadını etkiler. Hoşa gitmeyen bir tat ve görüntü o yiyeceğin israf edilmesine sebep olurken, sağlığımızı da bozar. Yepyeni önerilerle yiyecekleri besin değeri yüksek yiyebilir ve daha uzun süre dayanıklılığı arttırarak saklayabilirsiniz.
Elma, ayva ve enginar gibi yiyecekler kabukları kesildiğinde kısa bir süre sonra kahverengileşir. Bunun sebebi polifenol oksidaz enziminin hava ile temasa geçmesi ile oluşur. Kararmayı önlemek için kesilen dilimleri sıcak suya atıp çıkarın ya da limonlu suyu daldırın. Kuru baklagilleri pişirirken biraz domates ve az sirke ekleyin. Böylece kuru baklagil tanelerinin yumuşayıp dağılmasını önlersiniz. Yeşil sebzelerin renklerinin parlaklığını kaybetmek istemiyorsanız tencerenin kapağını açık olarak pişirin.