Aft, ağız içerisinde özellikle dudak mukozasında, dil üzerinde ve yumuşak damakta, diş eti üzerinde görülen, sarı ya da kırmızı halde oluşan minik kabarcıklardır. Ağrılı olan bu lezyonlar, yeme ve içmeyi de engeller. Bulaşıcı bir hastalık değildir. Bakteri ya da virüsten kaynaklanmayan daha çok bayanlarda görülmektedir. Nedeni tam olarak belirlenmiş değildir. Oluşumunu hızlandıran birtakım faktörler, belirtiler vardır. Bunların başında stres gelir. Migren, gastrit gibi birçok hastalığın nedeni gösterilen stres, aft oluşumunun da en önemli nedenidir. Yiyeceklerin de aft oluşumunda olumsuz etkileri mümkündür. Sirke, turşu cipsler, tuzlu ve baharatlı, çok ekşi ve acı yiyecekler ve turunçgiller ağız mukozasında aft oluşumunu hızlandırabilir. Behçet hastalığı ya da AIDS gibi, bağışıklık sistemini ilgilendiren hastalıklarda da aft tekrarlanabilir. Özellikle Behçet hastalığı, Kendini belli ettiği için hemen araştırılmalıdır. Çünkü aft oluşumunun bağışıklık sistemi sorunlarıyla bağlantısı vardır. Genetik faktörler, bazı kan hastalıkları ve bağışıklık sistemi hastalıkları da afta sebep olabilir. Ayrıca diş macunlarındaki kimyasallar ve uçuk virüsü, Oluşumunu artıran bir diğer nedendir. B12 vitamini, folik asit, çinko ve demir eksikliği, bağırsak hastalıkları, beslenme eksiklikleri, kansızlık olan hastalarda da görülme olasılığı yüksektir. Sert diş fırçaları kullanmak, dilin ısırılması da aftı başlatabilir. Sigarayı da aniden bırakan kişilerde aft görülebilir. Bazı araştırmalara göre, C vitamini içeren besinler ve romatizma ilaçları da afta yol açar.
Tedavisinde aftların oluşmasını engellemek için birtakım yollara başvurmak gerekir. Çünkü kesin bir tedavisi yoktur, fakat altta yatan nedenler araştırılmalıdır. Hiçbir tedavi uygulanmasa bile, 1 hafta içinde kendiliğinden aftlar geçmektedir. Ancak aftın iyileşme süresini kısaltmak ve ağrıyı azaltmak için, ağız hijyenine özen göstermek gerekir. Yumuşak diş fırçaları kullanılarak, ağız temizliği, diş temizliğine önem verilmelidir. Hatta dil temizliği de yapılmalıdır. Stresten korunmaya çalışmak, sıcak, asidik ve sert gıdalardan kaçınmak, ağız içi bazı ilaçlar kullanmak, tuzlu suyla günde 3 kez gargara yapmak, ya da eczanelerde satılan ağrı kesici özelliği olan gargara uygulamak gerekir. Elbette, bu gargaranın doktor gözetiminde uygulanması gerekmektedir.