Çok Yıllık | 0,5-1,5m | Ho,Na | Yumrusu,Otu | Çok Zehirli
Boğan otu, Eisen hut, Aconitum napellus L.
Kurt boğan otu
Kaplan boğan otu
Miğfer otu
Zehirli ot
Mavi boğan otu
Familyası: Düğünçiçeğigillerden, Hahnenfuβgewâchse, Ranonculaceae
Drugları: Boğan yumrusu; Aconiti tuber
Boğan yumrusu asıl kullanılan şifalı kısmı olup, nadiren otu da kullanılır ve genellikle tentürü ve natürel ilacı yapılır. Çayı içilmez. Zira çok zehirlidir.
Giriş: Düğünçiçeğigillerden olan Boğan otu bu grubu dahil olan Aco¬nitum-gillerden olup takriben 300 türü mevcuttur ve en yaygın olarak Mavi boğan otu; Aconitum napellus kullanılır ve bilinir. Bunun haricinde narin Boğan otu; Aconitum antora, Çeltikli Boğan otu; Aconitum x cammarun (iki türün çeltikleşmesinden oluşmuştur), Yabani Boğan otu; Aconitum ferox, Sarı Boğan otu; Aconitum vulparia (A.lycoctanum), Van boğan otu; A.cochleare, Mor (Trabzon Çoruh civarı) Boğan otu; A.nasutum, Orient Boğan otu (Trabzon, Rize, Çoruh); A.orientale gibi türler mevcuttur. Latince Aconitum aconae kelimesinden türemiş olup eski bir şehrin ismi ve napellus kelimesi de napus kelimesinden türemiş olup pancar yumrulu anlamına gelir fakat Boğan otu kökleri yumru şeklinde veya yumurta şeklindedir. Türkçe Kurt boğan otu denmesinin nedeni kurtları bu bitkinin yumrusu ile öldürmesi nedeni ile Kurt boğan otu ve zehirleme nedeni ölenlerde boğularak ölme görüldüğünden Boğan otu diye anılır. Bitki ile ilk denmeyi İbn-i Sina yapmıştır. Fakat İbn-i Sinanın Türkistan ve Horasanda yaşamamış olması ve Avrupada bulun¬maması nedeni ile muhtemelen Doğu Anadolu ve Horasanda yetişen Mor Boğan otu ile tedavi denemeleri yapmıştır. Umudumuz Van Üniversitesinin bu bitkiyi bir gün incelemesi, tabii Trabzon Üniversitesi de bu bölgede yetişen Mor ve Leylaki Boğan otunu inceleseler, bizde Türkiyede yetişen bitkiler hakkında bilgi sahibi oluruz. Türkiyede yetişen Boğan otu türleri ile tedavi denmeleri ve araştırmalar pek yapılmamıştır. En geniş şekilde araştırılan bitki Mavi boğan otudur. Vatanı Avrupa olan bitki Batı Asyaya yayılmış ve Kuzey Amerikada ya¬banileşmiştir.
Botanik: Boğan otu 50-150 cm boyunda dikine yükselir, çatallaşmaz ve tüylüdür. Yaprakları el şeklinde 5-7 parçalı, her parça üç loplu, üst kısmı koyu, alt kısmı açık yeşil, alt yaprakları uzun ve üst yaprakları kısa saplıdır. Çiçekleri açık mavi, mavi mor, leylaki veya vişne çürüğü renkte olabilir ve şekli madencilerin giydiği Miğfer şeklindedir. Bu nedenle Almanca Eisenhut yani demir miğfer anlamına gelen isimle anılır. Taç yaprakları aşağıda iki üste şapka gibi duran bir ve şapka gibi duran taç yaprağın üzerinde miğfer gibi duran bir taç yapraktan oluşur. Taç yaprağın ortasında siyahımsı döllenme tozlukları bulunur. Kökleri yumru şeklinde, 2-4 cm genişliğinde 4-8 cm uzunluğunda ana kök ve ondan çıkan ince saçak şeklindeki yan köklerden oluşur. Ana yumru her yıl yanında bir yavru yumru yapar ve ana yumru yavru yumruya besin de-posu görevini yapar. Ana yumru çürürken yavru yumru büyür. Yum-ruların dışı kahverengimsi, esmer, içi beyaz renkte, yumru veya pancar kökü şeklindedir.
Yetiştirilmesi: Tohumları ilkbaharda saksı veya çamlıklara ekilir ve fideleri Mayısta bahçe veya tarlalara ekilir. Bitki otlaklar, ırmak kenar¬ları, seyrek ormanlar, orman kenarları, humuslu, kireçli ve azotlu top¬rak¬larda yetiştirilir.
Hasat zamanı: Beyin yumrusu sonbaharda (Eylül-Ekim aylarında) sö-külür, temizlenir, 40˚de kurutulur, şayet tentürü yapılacak ise taze ola-rak işlenir. Nadiren Boğan otundan da (yaprak, çiçek ve sürgün) tentür yapılır, şayet otunun tentürü yapılacak ise çiçek açtığı aylarda yapılır.
Birleşimi:
a) Boğan yumrusunun birleşimindeki Alkaloitler çiçek açmadan önce %0,4-0,5, çiçek açtığı zaman %0,3-0,5 ve sonbaharda %0,9-1,3 arasında olur. Bu nedenle en uygun zaman sonbahardır. Yumruda bugüne kadar 250 adet alkaloit türevi keşfedilmiştir. Bunların en önemlileri; Acotinin ve Mesaconitin olup ayrıca az miktarda Hypaconitin, N-desethylacotinin, Oxoaconitin, Aconosin, Neolin, 14-Acetylaconitin, Neopelin, Senbusin A, Senbucin C, Hokbusin A, Napellin, ℓ-Ephedrin ve Spartein içerir. Akonitin suda önce Benzoyaconin, sonra da Aconine dönüşür. Yani önce Benzoeasit sonra Asetikasit çözülerek ayrılırlar. Boğan yumrusunda Benzylaconin ve Aconin bulunmaz, bunlar sonradan vücutta önce Benzoeasit sonra Asetikasitin çözülmesi (ayrılması) ile Acenin ortaya çıkar.
Ayrıca organik asitler, karbonhidratlar, tanin ve mineraller içerir.
Araştırmalar: İlk detaylı araştırmayı İbn-i Sina yapmıştır. Fakat o Doğu Anadolu ve horasanda (Kuzey İran) yetişen Mor (Van) Boğan otu ile bu araştırmaları yapmıştır. Mavi boğan otu yumrusu ile yapılan araştırmalar Störck (1762), REIK (1858), Hahnemann Hufeland, ALLEN ve Clarus, Hugo SCHULZ tarafından yapılmıştır. Hahnemann 6, ALLEN 43 ve Hugo SCHULZ 16 denek üzerinde tedavi denmeleri yapmışlar. CLARUS Boğan tentürünü nevralji ve Trigeminus nevraljiye (yüz sinirlerinin ağrısı) karşı, HUFELAND ise romatizmaya karşı kullanmışlardır. Boğan yumrusundan elde edilen tentür ve natürel ilaçlarla modern klinik araştırmaları yapılmamış olup da geniş çaplı araştırma ve tedavi denemelerine ihtiyaç vardır.
1) Akşam ateşim yükseldi, başım ağrımaya başladı (10 Şubat 2002) ve ¼ bardak suya 5-6 damla D4 Boğan tentürü (D4=1/1000 yani 1000 ml Alkolde 1 ml Boğan tentürü bulunur) aldım, ateşim düşmeyince tekrar ¼ bardak suya 5-6 damla D4 Boğan tentürü katarak aldım, 10 dk sonra ateşim hafif düşmüştü ve bunu tekrarlayarak yeniden 5-6 damla D4 Boğan tentürü bir miktar su ile aldım ve nihayet ateşim düştü. Tam 30 dk içinde baş ağrısı geçti ve ateşim düştü. Boğan tentürünün çok tesirli olduğunu okumuş fakat bu kadar da etkili ol-duğunu tahmin etmemiştim.
2) Çocukları karateye gönderiyordum, onlarda arada sırada evde birbir-lerine teknikler gösteriyorlardı. Küçüğü (Alim 7 yaşında) büyüğünden kaçarken kafasını kapı koluna çarptı ve sağ kaşının olduğu yerden yaralanmıştı ve hemen şişmişti. Baktığımda gözünde herhangi bir zarar yoktu. Şişlik ve morarmaya karşı Arnika merhemi sürdüm ve 3 günde tamamen iyileşti. Çocuk bu kazadan sonra geceleri korkunç rüyalar görüyor ve bağırarak uyanıyordu. Buna karşı Kava-kava hapı ve Boğan tentürü verdim ve çocuğun rahatsızlıkları 2 haftada geçti (Mayıs 1996).
3) Japonyada 1,2 gr Boğan tentüründen hazırlanan merhemle sırt ve bacak ağrıları tedavi denemesine tabi tutulmuş ve bu ağrıların iyileştiği görülmüştür. (ZP.6.99.333).
4) F.Keibel von Edzard Boğan tentürü ile yaptığı tedavi denemelerinde bu bitkinin nevraljiyi iyileştirdiği tespit edilmiştir. (Nhp.5.94.674).
5) R.Roy ve C.L.Roy yaptıkları araştırmalarda çocukların oynarken, büyüklerin araba kazalarında ve ev kadınlarının ev işlerinde geçir-dikleri kazalardan sonra kaza şoku geçirdikleri ve bu şokun onların davranış anormalliklerine uğradıklarını ve bunun Boğan tentürü ile tedavi edilebileceğini beyan etmişlerdir. (NH.1.97.17)
6) Yaşlı bir Alman (83 yaşında) Üvey annesini Hitlerin yakması nedeni ile devletten tazminat almış ve ayrıca eski Doğu Almanyadaki evi satılmış ve parasını almıştı. Birdenbire zengin olan kadını torunları ve üvey oğulları sürekli sıkıştırıyorlardı kadın korkulu rüyalar görmeye ve korkudan uyuyamamaya başlamıştı. Ben kadına 18/09/98de 20 ml Boğan tentürü gönderdim ve kadın iki gün sonra rahat uyumaya başlamıştı. Ölüm korkusu olan kişi yatağa girince nefes alamaya-cağını, nefesinin kesileceğini hisseder ve korkar. Bu nedenle sabah kadar uyuyamaz.
7) Ben, kızım Sultan ve oğlum Şamilin sürekli kulaklarımız ağrıyordu. Kulak ağrıları nedeni ile sürekli KBB doktorlarına gidiyorduk. Biri ekzema, diğeri mantar, beriki sinir büzülmesi diyerek çeşitli ilaçlar veriyorlardı. Bu ilaçları aylarca kullandıktan sonra bir faydası olma-yınca başka bir doktora gidiyordum. Çocuk doktoru orta kulaktan boğaza giden kanalın daralması nedeni ile iltihapların akmadığını söylüyordu. Bunun üzerine kulak arkası, çene altı ve kulak içine Wick sürdüm ve dahilen Aconitum damlası ve aloxi (Gökçek İksirin ilk versiyonu) verdim. Bademcikler iyileşti böylece kulak ağrılarım da geçti. (15/04/98)
8) Şamil (5,5 yaşında) kulak ağrısı, baş ağrısı, mide ağrısı ve üşütme nedeni ile ana okulunda rahatsızlanınca onu hemen eve getirdik. (02/02/02) Çocuğa iki üç damla Kekik yağını ılık suya damlatarak verdim ve 20 dk sonra kustu. 1 saat sonra oynamaya başladı. Çocuğun karın ağrısı geçmiş fakat kulak ağrısı baş ağrısı devam ediyor ve de hafif ateşi vardı. Bunun üzerine ona 15-20 dk ara ile 3-5 damla D4 Boğan tentürü verdim ve çocuk rahatça uyuyabildi.
Tesir şekli: Ağrı kesici, ateş düşürücü, tansiyon düşürücü, iltihapları önleyici, antiseptik (mikropları öldürücü), nefes alış verişlerini yavaşlatıcı, terletici, sinirleri yatıştırıcı ve teskin edici özelliklere sahiptir.
Kullanılması:
a) Araştırmalara göre başta nevralji (sinirsel ağrılar), trigeminus nev¬ralji (yüz sinirsel ağrısı), sırt ve bacak ağrıları, kaza (çeşitli oyun, iş, spor, trafik kazaları) sonucu ortaya çıkan şok, korku ve ölüm korkusu gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır.
b) Homeopatide başta nevralji, Trigeminus nevralji, sırt ve bacak ağrı-ları, kaza sonucu ortaya çıkan şok, korku, ölüm korkusu, üşütme veya grip sonucu ateş, baş ağrısı, migren, eklem ve kas romatizması, gut (nikris), öksürük, kuş palazı (difteri), kulak ağrıları, akciğer, karaciğer, mide, bağırsaklar, bademcikler, orta kulak, beyin ve idrar yolları iltihaplanmasına karşı özelliklede kan ve damar iltihaplan¬masına karşı kullanılır.
Çayı: Çok zehirli olması nedeni ile çayı içilmez.
Homeopatide: Boğan yumrusundan 10 gr ince kıyılarak bir şişeye ko¬nur ve üzerine 90 ml %70lik alkol doldurulur. Güneş ışınlarından uzakta muhafaza edilir ve iki günde bir çalkalanır. Şişe içindeki madde 4-6 hafta sonra süzülerek Homeopatide <<Aconitum>> adı ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden 1 ml 999 ml %70lik alkolle karıştırıldık¬tan sonra Homeopatide <<D4 Aconitum>> tentürü olarak anılan damla elde edilir ve bu damladan günde 3-5 defa 10-15 damla 4-6 hafta süreyle alınır. Tabbi iyi çalkalanmış olması gerek.
Hastalığın belirtileri (semptom):
1) Akut durumdaki hastalıklar
2) Üşütme sonucu ateş, titreme, donma hissi, terleme ve yanma hissi gibi durumlarda,
3) Büyük iç huzursuzluk, yatakta korkma ve ölüm korkusu gibi haller,
4) Kalp çarpıntılı ve korku ile ateş basması olursa
5) Deri ve mukoza üzerinde duygusuzluk, soğukluk ve karıncalanma gibi hisler
6) Ağrıların dayanılmaz derecede artması, sabırsızlık ve aşırı duyarlılık gibi haller
7) Ölümden korkma, caddeye çıkmadan insanların arasına karışmaktan korkma, insanların zarar vereceğini düşünme
8) Soğuk ve kuru rüzgardan sonra ağrı ve hastalıkların ortaya çıkması
9) Ağrılar aniden ve oldukça kuvvetli şekilde ortaya çıkıyorsa
10) Sert, hızlı ve dolu nabız, sanki damarlar patlayacakmış gibi
Yan tesirleri: Boğan otu ve yumrusu çok zehirli olduğundan uzman olmayanların kesinlikle kullanmaması gerekir. Aksi halde zehirlenebilir. Zehirlenme belirtisi; ağız kuruması, vücutta karıncalanma, soğuk soğuk terleme, ishal, kusma ve aşırı tükürük salgılama gibi hallerdir. Zehirle¬nen kişi doktora götürülmeli, fakat zehirlenme çok kısa sürede olacağın¬dan bir veya iki yemek kaşığı tuz suda eritilerek içilmeli ve zehirlenen kişinin kusması sağlanmalıdır (parmak, kaşık ve telekle).
B) Sarı Boğan otu, Wolfs-Eisenhut, Aconitum vulparia RCHB. (Syn: Aconitum vulparia, Aconitum lycoctonum)
Çiçeklerinin sarı olması nedeni ile Sarı Boğan otu diye anılır. Avrupanın ortasından Çine kadar çok geniş bir alanda yetişir. Birleşimindeki önemli madde Diterpenalkaloit türevleri; Lycaconitin ve Lycaconindir. Sarı Boğan otu genellikle bademcik ve lenf bezi iltihaplanmasına karşı kullanılır. Tabiki tentürün en az 1/1000 oranında sıvılaştırılması gerekir.
C) Yabani Boğan otu, Wilder Sturmhut, Aconitum ferox WALL.ex. SERINGE
Genellikle Himalayalar ve Altaylarda yetişen yabani bir türdür. Birleşiminde %1 oranında alkaloit bulunur ve diğerlerinden farklı olarak kalp spazmı (angina pektors) ve sinirsel ağrılara (nevralji) karşı kullanılır