Ağaç | 2-10m | 5-7 Aylar | Yaprakları
Çoban püskülü, Stechpalme, Ilex aquifolium L.
Işılgan
Dikenli defne
Familyası: Çobanpüskülügillerden, Stechpalmengewâchse, Aguifoliaceae
Drugları: Çobanpüskülü yaprağı; Aguifolii folia
Çobanpüskülünün sadece yaprakları çay, tentür ve natürel ilaç yapı¬mında kullanılır. Fakat meyveleri zehirli olduğundan asla yenmez.
Giriş: Çobanpüskülü Aquifoliagillerin bir alt grubu olan İlexgillerden olup bu gruba takriben 500 bitki dahildir. Bunlardan sadece Çobanpüskülü; İlexaquafolium ve Mate çayı; İlex paraguariensis tıbbi maksatla kul¬lanılır. Latince acus iğne, folium yaprak, aqua su ve iç sivri anlamına gelir bu da iğne yapraklı veya Su attıran yapraklı anlamına gelebilir. Tarihte ilk defa MATTHİOLİ 1563de öksürük ve böğür batmasına karşı kullanmış ve onu HAHNEMANNın Gut hastalığı (nikris), kolit(sancı) ve sıtmaya karşı kullanmıştır. Vatanı Akdeniz ülkeleri olan bitki günümüzde Batı Avrupadan Doğu Türkistana kadar geniş bir alan yayılmıştır ve de son olarak Amerikaya götürülerek orada yayılmıştır.
Botanik: Çobanpüskülü 2m boyunda, çalı görünümünde bazen de 10m boyunda bir ağaç olabilir. Bu bitkinin yetiştiği toprak ve iklime göre farklılık gösterir ve oldukça sık çatallaşır. Yaprakları yumurta şeklinde olmakla birlikte kenarları oldukça farklıdır. Kenarlarında çok sayıda önce diş sonra iğne gibi sivri dikenleri vardır ve alttaki yapraklarda dikenleri daha az ve seyrektir. Yaprakların üst yüzeyi parlak koyu yeşil, alt yüzeyi açık yeşil, mat, tüysüz, 5-10cm uzunluğunda, 3-6cm eninde ortadan başa doğru uzanan sarımsı yeşil ana bir damar ve ondan yanlara doğru uzanan yan damarlardan oluşur. Çiçekleri 4 adet beyaz, kalp şeklindeki küçük taç yaprakları ve ortada yeşilimsi bir göbek ve taç yapraklarını saran 4 küçük kupa yapraktan oluşur. Ortadaki yeşilimsi göbek zamanla olgunlaşarak meyveye dönüşür. Önce yeşil olan meyveleri sonbaharda kırmızı hatta kan kırmızı bir renk alır ve yuvarlak olan meyveleri mer¬cimekten biraz irice olup zehirlidir.
Yetiştirilmesi: Türkiyenin hemen her bölgesinde kolaylıkla yetiştirmek mümkündür. Fideleri önce saksı, çamlık veya yastıklarda büyütülür sonra kirli kireçli ve kumlu bir yere dikilir ve ekilirken yarı gölgelik yerler tercih edilir. yani ağaçların çevresine dikilir.
Birleşimi: Çobanpüskülü yaprağındaki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz;
a) Purinler %0,4-2,6 arasında olup bunun %50-80i Coffein (Koffein), %10-30 Theobromin ve az miktarda Theophyllin içerir.
b) Caffeoylchinasit türevleri %4-14 arasında olup en önemlileri; Chlorogenasit, Neochloragenasit, Kryptochlerogenasit, 3,4-Dicafteogelchinaasit
c) Flavonitler; Rutosid, İzoquercitrin ve Kâmpferolglikozitler
d) Triterpenler; α-Amyrin (İllicinalkol) β-Amyrin, Bauerenol, Erythrodiol, Oleolasit ve Ursolasidi
e) Steroller; Sitosterol, Stigmasterol, Campesterol, Kolesterol
f) Aminoasitlerden; Asparaginasidi, Glutaminasidi, Cystelin ve Tryptophan,
g) Ayrıca Glikolipit, Phosphorlipit, Linolen asidi, reçine ve az miktarda Saponin içerir.
Tesir şekli: Ateş düşürücü, idrar söktürücü, iltihap önleyici, teskin edici, öksürüğü önleyici ve vücuda direnç ve kuvvet vericidir.
Kullanılması:
a) Homeopatide; Çobanpüskülü tentürü çok nadir kullanılır ve başta yüksek ateş, sarılık, ishal ve romatizmaya karşı kullanılır.
b) Halk arasında başta grip, üşütme gibi bulaşıcı hastalıklar sonucu kişide görülen yüksek ateşe karşı kullanılır. Ayrıca romatizma rahatsızlıklarından artrit (eklem romatizması), nikris, kronik bronşit ve kabızlığa karşı kullanılır.
Açıklama: Aslında hastada ateşin yükselmesi gayet normal ve hastada gerekli olan bir durumdur. Bu şekilde vücudun savunma sistemi (İmmün) bakterileri yok eder fakat uzun süre devam eden ateş zararlıdır. Özelliklede çocuklarda ve bebeklerde şayet ateş 41˚nin üzerine çıkar ise o zaman çok tehlikeli olur ve 3 duyu organından dil, kulak, göz birini kaybetme tehlikesi ortaya çıkabilir. Bu gibi hallerde çocuğa hemen soğuk su ile banyo yaptırmak gerekir.
Çayı: İki kahve kaşığı Çobanpüskülü yaprağı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek hafif ateşte kaynatıldıktan sonra 5-10dk demlenmeye bırakılır ve sonra süzülerek içilir.
Çay Harmanları;
Gökçek Artroz çayı;
>25 gr Çobanpüskülü yap.
>25 gr Huş yaprağı
>10 gr Atkuyruğu otu
>10 gr Civanperçemi otu
>10 gr Karakafes kökü
>20 gr Harpago kökü
Gökçek Artroz çayı;
>20 gr Huş yaprağı
>20 gr Altın başak otu
>10 gr civanperçemi otu
>20 gr Isırgan otu
>20 gr Harpago kökü
>10 gr Çobanpüskülü yap.
Homeopatide: Çobanpüskülü yaprak, sürgün ve meyvelerinden 20gr ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 80ml %70lik alkol ilave edilerek güneş ışığından uzakta muhafaza edilir. Bu nesne 4-6hafta sonra süzülerek Homeopatide<<İlex aquifolium>> adı ile anılan tentür elde edilir. bu tentürden günde 3-5defa 10-15damla 4-6hafta süreyle alınır.
Yan tesirleri: Çobanpüskülü yapraklarının bilinen bir yan tesiri yoktur fakat meyveleri çok zehirli olduğundan kesinlikle yenmemesi gerekir.
B) Mate ağacı, Mate tee, İlex paraguariensis
Peru çayı
Mate
Familyası: Çobanpüskülügillerden, Stechoalmengewâchse, Agvifoliaceae
Drugları: Matenin sadece yaprakları çay yapımında kullanılır.
Botanik: Vatanı Latin Amerikanın Güneyi olup başta; Güney Brezilya, Kuzey Arjantin, Peru ve Uruguayda yetişir ve de yetiştirilir. Tabiatta yabani olarak yetişen Mate ağacı 10-20m boyunda iken özel olarak çay yapımında kullanmak için yetiştirilen Mate ağacının boyu ise sadece 2-5m büyüklüğünde olur. Yaprakları ters yumurta şeklinde, 4-8cm geniş¬liğinde, 10-20cm uzunluğunda, kenarları hafif kertikli, üst yüzeyi koyu ve alt yüzeyi açık yeşil renklidir. Çiçekleri çok küçük ve topluca bir demet gibi bir arada ve yaprak saplarının dibinde bulunur ve de bir dalda 30-50 çiçek olabilir. Çiçeklerin taç yaprakları oldukça küçük, beyaz renkte, genellikle 4 adet olup, ortada yeşilimsi bir göbek bulunur. Göbek zamanla büyüyerek meyveye dönüşür. Meyveleri önce yeşil iken olgun¬laştıkça siyahlaşır, küre şeklinde, mercimek büyüklüğünde olup içinde 4-7adet çekirdek bulunur.
Yetiştirilmesi: Türkiyenin Akdeniz ve Ege bölgesinde yetiştirilmesi oldukça kolay olup herhangi bir özel itinaya gerek yoktur.
Hasat zamanı: Her iki yılda bir kesilen dallardan yaprakları dövülerek veya sıyrılarak ayrılır. Yaprakların kararmaması için özel silindirlerde 350-400 derecede 20-30saniya kavrulması veya 60-80 derecede 5-6sa sıcak hava ile kavrulur. Bu işlemler tecrübe gerektirdiğinden hayli zor bir iştir.
Birleşimi: Matenin yapraklarındaki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz;
a) Purinalkaloitler %0,5-2arasında olup Coffein %0,4-1,5arasında ve Thcobromin %0,1-0,3 arasında ve çok az miktarda Thopyllin içerir.
b) Flavonitler; rutosid kâmpferolglikozit, Quercitringlikozit ve İzoquercitringlikozit
c) Saponinler; Ursolasidi, Oleonolasidi ve Metasaponin
d) Vitaminlerden; B1, B2, B3, B6 ve C vitamini
e) Ayrıca Saponinler ve az miktarda az miktarda eterik yağ içerir.
Tesir şekli: Sinirleri uyarıcı, damarları büzücü ve metabolizmayı kuvvet-lendirici özelliklere sahiptir.
Kullanılması: Komisyon Eye göre Mate çayı zihinsel ve bedensel yor-gunluğa karşı kullanılır. Halk arasında bağırsakları çalıştırma ve yorgunluğa karşı kullanılır.
Çayı: İki kahve kaşığı Mate yaprağı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek 5-10dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir.
Yan tesirleri: Çok aşırı miktarda içilmesi halinde bazı rahatsızlıklara sebep olabilir. Latin Amerikada Mate çayını çok sıcak içenlerde yutak, kalkan bezi ve yemek borusu kanseri olduğu görülmüştür. Mate çayı ile Çobanpüskülü birbirinden farklıdır. Bu nedenle aynı maksatla kullanılamazlar.