“Büyük boyutlardaki kristaller, yemek borusunda delinmelere bile neden olabilir ve nefes borusunun ağzını tıkayarak, boğulmaya yol açabilir.”
Seyyar arabalarda satılan, merdiven altı üretilen ambalajsız dondurmaların hazırlanma ve saklanma koşullarına bağlı olarak içinde oluşan buz kristallerinin boğazda doku yırtılmalarına ve yemek borusunda delinmelere neden olabileceği bildirildi.
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Coşkun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dondurmanın zararlı bir yiyecek olmadığını, aksine besleyici ve vücudun su ihtiyacını gidermeye yardımcı olduğunu söyledi.
Ambalajsız bazı dondurmaların, özellikle merdiven altı üretilenlerin insan sağlığını ciddi ölçüde etkileyebileceğine dikkati çeken Coşkun, “Dondurma, çok yüksek kalorili besleyici bir ürün olduğu için zararlı mikoorganizmaları da besliyor. Açıkta satılan dondurmalar, eğer uygun şartlarda saklanmıyorsa çok kısa sürede mikroorganizmalar çoğalır ve tüketen kişiyi hasta eder. Bu da ishal, mide ve bağırsak rahatsızlıkları, bulantı ve kusmaya neden olur.” dedi.
Çok nadiren görülen “botulinum zehirlenmesi” gibi bir durumun da ortaya çıkabileceğine dikkati çeken Coşkun, “Genellikle konservelerde üreyen botulinum bakterisinin, dondurmada da üreyebilir. Çok nadir görülen bu durum, çok ağır bir zehirlenme tablosuna yol açar ve ölümle bile sonuçlanabilir.” diye konuştu.
Coşkun, ambalajsız kalitesiz dondurmaların içinde buz kristallerinin ciddi riskler taşıdığını belirterek, şunları kaydetti:
“Buz kristalleri küçükse ağzımıza girdiği andan itibaren birkaç saniye içinde eriyeceği için fazla bir zararı olmaz. Büyük buz kristalleri ise boğazdan geçerken dokuda yırtılmaya neden olabilir. Bu yırtılma, küçük boyuttaysa sonrasında birkaç günlük bir enfeksiyon gelişir ve kendiliğinden iyileşir. Çok büyük boyutlardaki kristaller de yemek borusunda delinmelere neden olabilir ve nefes borusunun ağzını tıkayarak, boğulmaya yol açabilir. Bunlar, genellikle küçük çocuklarda görülen risklerdir çünkü yemek ve nefes borusunun çapı, kişi büyüdükçe büyür. Dolayısıyla yetişkinler, büyük bir parça buz kristalini hiçbir zarar görmeden yutarken, bu durum, küçük çocuklarda dokularda zedelenmelere ve hasarlara yol açabilir. Bu nedenle dondurmanın hazırlanış şartlarına ve yapılış şekline dikkat etmek gerekiyor.”
“Millet olarak boğazımız hassas”
Üretim ve saklama koşulları bilinmeyen dondurmalardaki katkı maddelerinin de kişinin sağlığını uzun vadede etkileyebileceğini vurgulayan Coşkun, boyar maddelerin biriktikçe kansere yol açabileceğini, glikoz şurubuyla yapılan dondurmaların da uzun dönemde aşırı kilo artışı ve dolayısıyla obeziteye neden olabileceğini aktardı.
Türkiye’de dondurmanın diğer ülkelere göre daha az tüketildiği bilgisini veren Coşkun, şu ifadeleri kullandı:
“Türk toplumunda dondurma yendiğinde boğaz ağrısı görülmesi çok sık yaşanan bir durum. Bizim millet olarak boğazımız, biraz hassas. Faranjit, bizde diğer ülkelere göre daha sık görülüyor. Boğazdaki bu hassasiyetin üzerine bir de dondurma yendiğinde birkaç gün boğaz ağrısı yaşanabiliyor. Bu, mikrobik bir durum değil ama insanı rahatsız eden bir durum. Genellikle bu ağrı, birkaç gün sürüp geçer ve antibiyotik kullanmaya gerek yoktur. Beraberinde ateş varsa ve uzun sürüyorsa bir hekime başvurmak gerekir. Ayrıca dondurma, bademcik iltihabına da neden olmaz.”
“Ağızda bir süre ısınması ve erimesi beklenmeli”
Coşkun, dondurmayı güvenilir bir yerden almak ve yavaş tüketmek gerektiğini söyledi.
Dondurmayı yerken ağızda bir süre ısınması ve erimesinin beklenmesini öneren Coşkun, “Bu yavaşlık, içinde bir parça buz kristali varsa onun da ortadan kalkması için bir süre kazandıracaktır bize. Ağızda biraz bekleterek yendiğinde, dondurmanın boğaz ağrıtıcı etkisi de ortadan kalkacaktır. Belli şartlarda saklanmayan ve satılmayan dondurmaları almamak lazım.” ifadesini kullandı.