Gökçek ŞifaSize Telefonunuz Kadar YakınızÜcretsiz Google Play'de
İNDİRX
Ev / Sağlık Haberleri / Genç kadınların kâbusu: Polikistik Over Sendromu

Genç kadınların kâbusu: Polikistik Over Sendromu

Son dönemde genç kadınlarda artan ‘polikistik over sendromu’ (PKOS) genetik ama bu hastalıkta modern çağın stresleri de etkili

Genç bir kadınsınız, son zamanlarda âdetlerinizde düzensizlik var, hızlı kilo alıyorsunuz, yüzünüzdeki sivilcelerle baş edemiyorsunuz, vücudunuzda aşırı tüylenme var. Dikkat edin sizde “polikistik over sendromu” ya da kısa adıyla “PKOS” olabilir.

Polikistik over sendromu özellikle 15-30 yaş arası genç kadınların çok önemli sorunu. Yapılan çalışmalar her 5 genç kadından birinde PKOS bulunduğunu gösteriyor. Son günlerde birçok genç kızdan ve işkadınından e-mail aldım. “Polikistik over sendromu nedir, neden hızla artıyor, tedavi için ne yapmalı?” sorularını yanıtlayacağız.

PKOS NEDİR?
“Polikistik over sendromu”nun Türkçe açılımı “yumurtalıklarda aşırı kist oluşma hastalığı”. PKOS deyimi 1935 yılında tanımlandı. Bir hormon bozukluğu hastalığı ve henüz bu hastalığı başlatan nedenler tam olarak bilinmiyor.

PKOS, vücuttaki tüm hormon sisteminin orkestra şefi olan beyindeki hipofiz bezinden salgılanan ve kadınlık hormonlarını etkileyen hormonlardaki düzensizlikten kaynaklanıyor.

PKOS’ta hormonal bozukluğun nedeninin genetik olduğu birçok çalışmada gösterilmiş. Ama son yıllarda çevresel koşulların da PKOS üzerine etkisi olduğunu gösteren yayınlar oldukça fazla. 21. yüzyılın yeni hayat biçimi, özellikle gençlerin hayatında önemli değişiklikler oluşturdu. Daha hareketsiz bir yaşam, fast-food tarzı beslenme, aşırı şişmanlama ve düşük volümlü ama güne yayılan, sosyal medya platformlarında geçirilen saatler, stres, genç kızlarda âdet düzenini ve hormon sistemini bozuyor.

Özellikle çocukluktan genç kızlığa geçiş dönemlerinde, ülkemizdeki eğitim-öğretim sisteminin getirdiği yarışmalı ortam, aşırı sınav stresi ve sınav sürecindeki düzensiz ve sağlıksız beslenme beyinde hipofiz bezinden başlayarak hormon salgılayan bütün organlar üzerinde olumsuz bir etki yapıyor, doğal düzeni bozuyor. Günümüzde PKOS’un hızlı artış nedenlerinden biri de bu. Özellikle hipofiz hormonları ve buna bağlı FSH ve LH hormonlarındaki bozukluk, PKOS’u tetikliyor. “Luteinizan hormon” (LH) denilen bir hormon artışı androjen hormon (erkeklik hormonları) salgısının artmasına neden oluyor ve kadında daha baskın bir rol üstleniyor.

Yumurtalıklarda âdet sürecinde yeni gelişen foliküller gelişimini tamamlayamıyor ve yumurtalıklarda kistik bir yapı oluşturuyor, kadın vücudunda erkek tipi gelişmelere neden oluyor.

NASIL TANI KONUR?
Polikistik over sendromu tanısı olan bir kadında âdet düzensizlikleri, kilo alma, tüylenme, sivilcelerin artması gibi bulgular önemli ama bu belirtiler tanı için tek başına yeterli değil. PKOS tanısı için 3 temel test var. Birincisi radyolojik tetkikler, ikincisi hormonal tahliller ve sonuncusu da insülin direncinin varlığının araştırılması.

PKOS tanısında ultrasonografik incelemede yumurtalıklarda kistlerin saptanması çok önemli. Bir yumurtalıkta 12 ya da daha üstünde kist bulunması ve bu kistlerin küçük (2-9 mm) olması tanı için yeterli olabilir.

Laboratuvar tetkikinde DHEA-S, LH, FSH testosteron, kan kortizolü gibi bazı hormonların düzeyleri araştırılmalı ve bu bulgular mutlaka bir hekim tarafından yorumlanmalı.

Tüm PKOS’lu kadınlarda az veya çok şiddetle insülin direnci bulunur. Sadece insülin direncinin olup olmadığı değil hangi dönemde olduğu, öğün süresinin kısalıp kısalmadığı tespit edilmelidir.

İnsülin direncinin dönemi ve şiddeti “reaktif hipoglisemi”, “glikoz intoleransı” ya da “preklinik diyabet” sürecinde olup olmadığı HOMA testi ve 2 saatlik yükleme testiyle ortaya konulmaz. Mutlaka 4 saatlik glikoz yükleme ya da “karışık yemek yeme” (mixed meal) testiyle araştırılmalı.

RİSKLERİ NELER?
PKOS, genç kadınlar için yaşam kalitesini, fiziksel görünümü ve üreme sağlığını bozan bir hastalık.
En önemli risk, çocuk sahibi olamamak, yani kısırlıktır. Âdet düzensizliği sonucu hamile kalmakta güçlük, sterilite ve düşük olasılığı sık görülür. PKOS, Tip 2 diyabetin en önemli hazırlayıcı nedenlerindendir. Polikistik overli hastaların yaklaşık % 80’inden fazlası obezdir. Yapılan çalışmalarda kan yağlarında yükseklik, hipertansiyonlarının yüksek olduğu görülmüş. Bu bulgular erken yaşta koroner kalp hastalıkları ve kalp krizine neden olabilir.

Zamanında tedavisi yapılmayan PKOS hastalarının rahim iç duvarında “endometrial hiperplazi” denilen bozukluklar da görülebilir. Çok az bir bölümünde bu bozukluklar ilerleyici olur.

ÂDETLERDE DÜZENSİZLİK İLK BELİRTİSİ
Genç kadınlarda PKOS’ta androjen hormonlarındaki artış ilk olarak âdet düzensizliklerine neden oluyor. Önce âdetlerin arası uzuyor, bu uzama bazen ayları buluyor, hatta âdet duruyor. İleri dönemlerde hamile olmakta güçlük ve kısırlığa kadar giden birçok sorun oluşturuyor. Androjen hormonlarının artışıyla kadınlarda erkek tipi bir vücut yapısı oluşmaya başlıyor, bel kalınlaşıyor, yağlar karın ve kalçada toplanıyor, kilo alıyor. Cilt bozuluyor, daha yağlanıyor, saçlar dökülmeye başlıyor, yüzde kontrol altına alınamayan sivilceler oluşuyor. Ruhsal denge ve psikoloji bozuluyor.

PKOS’lu kadınların en önemli sorunlarından biri de aşırı kıllanma. Karın, bacaklar ve yüzde tüylenme artıyor. Aşırı tüylenme, fiziksel görünümü olduğu gibi hastanın psikolojisini de olumsuz etkiliyor.
Hormonal bozukluğun diğer önemli sonucu da insülin direncinin artması. İnsülin direncinde artış, sık acıkma atakları, açlıkta fenalık hissi, sinirlilik, çarpıntı, tatlı krizleri, yemekten sonra yorgunluk, bitkinlik şikâyetlerine neden oluyor. Bu tablo kilo almayı hızlandırıyor, alınan kilolar hormonal tabloyu daha da kötüleştiriyor.

NE YAPMALI?
– PKOS, genç kadınların yaklaşık beşte birinde görülen bir hastalık, mutlaka ciddiye alınmalı.
– PKOS tedavisi bir ekip işi. Ekipte mutlaka jinekolog, endokrinolog, beslenme uzmanı, hatta psikolog bulunmalı.
– Âdet düzensizlikleri 30-35 günü aşarsa, âdet aralıkları uzarsa mutlaka hormon desteği alıp âdetlerin düzenlenmesi sağlanmalı.
– İnsülin direncinin tedavisi için endokrinoloji uzmanı ve diyetisyenle ortak beslenme program oluşturmalı, kilo vermeli. Gerekirse metformin gibi insülin direncini azaltan ilaç desteği almalı. Düzenli egzersiz programı uygulamalı.
– Ciltte yağlanma gibi bozukluklar için bir dermatoloji uzmanının kontrolü gerekebilir. Aşırı kıllanma için en iyi yöntem epilasyon.
– Tüm bu sorunlarla baş etmek için psikolojik destek çok önemli.
– Tedaviyi sabırla sürdürün, iyi tedavi ile birkaç yıl içinde bu sorundan kurtulacağınızı ya da ilk doğumdan sonra her şeyin düzeleceğini unutmayın.

Dikkatinizi çekebilir

“VİRÜSÜN PANZEHİRLERİ”

Bitki özlerinden elde edilerek uygulanan fitoterapi tedavisinin, virüse karşı etkili olduğunu söyleyen uzmanlar, “Fitoterapi son ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.