Çok Yıllık | 0,3-1m | 5-10 Aylar | Ça,Ho,Na | Kökü, Otu
Itır, Umkaloabo, Pelergonium sidoides D.C.
Şifalı Itır ve Pelergonium reniforme W.CURTİS
Güney Afrika Itırı
Umkaloabo
Öksürük kökü
Bronşit kökü
Familyası: Itırgillerden, Storchschnabelgewchse, Geraniaceae
Drugları: Itır kökü; Umckaloabo radix
Itır otu; Umckaloabo herba
Itırın genellikle kökü çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır ve nadiren de otunun kullanıldığı olur.
Giriş: Itırgillerin takriben bilinen 300 türü mevcuttur ve bunlardan bizi ilgilendiren Şifalı Itır diye anılan iki türdür. Bu iki bitki aynı şekilde kullanılırsalar da botanik olarak bazı farklılıkları vardır.
a) Narin (Bordo) Itır; Pelergonium sidoide De CANOOLLE ve
b) Kadife (Pembe) Itır; Pelergonium reniforme W.CURTIS.
Bu iki türün haricinde çok farklı maksatla kullanılan Büyük Itır; Pe-lergonium graveolens ve Kokulu Itır; Pelergonium odoratissiumu saya-biliriz. Leylekotugillerle Itırotugiller çoğu kez birbirine karıştırılmaktadır. Itırgillere örnek olarak Şifalı Itırı ve Büyük Itırı , Leylekotugillere ise Leylek otunu örnek vereceğiz. İngiliz asıllı binbaşı Charles Henry Stevens Güney Afrikada görevli iken 1897de yakalandığı oranın yerlileri olan Zulu kabilesinin Hekimleri tarafından Itır kökünden elde edilen De¬kokttan (kaynatma) birer bardak içirerek onu iyileştirir. C.H.Stevens Itır kökünü o zaman bütün Avrupada çok yaygın olan Vereme karşı İn¬giltereye getirerek pazarlamasını yapar. İngiliz Tabipler Odası Stevensın pazarladığı Verem ilacının ne olduğunu bilmediklerinden onu kocakarı ilaçları ile servet yapıyor diye suçlarlar ve de 1914de yargılanmasını sağ¬¬layarak onu suçlu duruma düşürürler. İsviçreli Doktor Adrien Sechehaye 1920de ilk Veremli hastasını Itır çayı ile iyileştirdikten sonra Cenevre (Genf) Tıp Odası ile birlikte çalışarak 9 yılda 800 Veremli hastayı iyileştirir. 1939da Regensburgtaki (I
) bir firma tarafından 1 draje (Um
) (ağır öksürük anlamına gelir) adıyla anılan damlayı üretmeye başlar. Um
hangi bitkilerden ve nasıl elde edildiği 1971 yılına kadar bir sır gibi saklanmıştır. Bu nedenle hiçbir Şifalı bitkiler kitabında bilgi ve fotoğraf bulmak mümkün değildir. Bu nedenle bu bitki ile ilgili araştırmalarım yıllarca sürdü ve nihayet amacıma ulaştım. 1990 yılından beri Frankfurt, Manz, Darmstadt, Hamburg, Meidelberg, Weisbaden, Hannover botanik bahçelerinde bulamadığım bitkinin Dresdende oldu¬ğunu öğrendim ve Ağustos 1997de bir gün uçakla gidip araştırmalar yapıp geri döndüm.
Botanik:
a) Bordo veya Narin Itır; Pelergonium sidoides D.C.nin boyu 1myi bulabilir ve çok narin olması nedeni ile dik durması mümkün değildir. Çatallaşarak geniş bir alanı kaplar. Yaprakları böbrek şeklinde, üç loplu, kenarları kertikli, üst yüzeyi yeşil, hafif tüylü, alt yüzeyi iri damarlı, oldukça uzun saplı (10-20cm) ve değişken sıra ile dizil¬miştir. Çiçeklerinin boyu 50cmyi bulabilen uzun bir sap üzerindedir ve bu saptan çıkan yan saplarda 5 adet yine uzunca saplar üzerinde birer çiçek bulunur. Çiçekleri iki çenekli olup üstte iki bitişik ve dik, altta üç ayrı ve sarkık dil şeklinde bordo renkli taç yaprakları ve ortada bir göbek ve bu göbeğin ucunda püskül gibi döllenme toz¬lukları mevcuttur. Kupa yaprakları 5 adet oval şekilli ve yeşil renklidir.
b) Pembe veya Kadife Itır; Pelergonium reniforme W.CURTIS boyu biraz daha kısa ve birazda sertçe bir yapıya sahiptir. Çiçekleri yine uzun bir sap üzerinde ve yanlarında 10-12adet bir arada bulunan ana veya yan çiçek demetlerinden oluşur. Çiçeklerinin taç yaprakları önce¬kinden farklı olarak pembe renkli ve taç yapraklarının ortasında birer kırmızı benek mevcuttur. Yaprakları 5-10cm eninde, 3-7cm uzun¬luğunda böbrek şeklinde, üzeri kadife gibi, sık ve kısa tüylü, derin damarlı mavimsi yeşil renkte, alt yüzeyi beyazımsı gri renkli ve tüylü ve iri damarlı kenarları kertikli ve 10-20cm uzunluğundaki saplara sahiptir.
Yetiştirilmesi: Güney Afrikanın iklimi bizim Akdeniz iklimine çok ben¬zer, bu nedenle Şifalı Itır başta Akdeniz ve Ege bölgesinin sahile yakın olan (don olmayan) yörelerde rahatlıkla bahçe ve tarlalarda yetiştirilir. Diğer bölgelerde kış aylarında sera veya sıcak odalara almak gerekir. Ben takriben 3-4yıl her iki türden de yetiştirdim ve şayet bu iş el atılır ve yetiştirilir ise çok büyük maddi imkânlar elde edilebilir. Bugüne kadar Kirpi otu ve kökünden 172 firma 850 çeşit sade veya Kompleks ilaç üretmişlerdir. Itır daha etkili olmasına rağmen sadece Akdeniz ikliminde yetişmesi nedeni ile sadece bir firmanın tekelinde kalmıştır. Bugüne ka¬dar Kirpi otu veya kökü ile 172 ilaç firması 850 çeşit sade veya Kompleks ilaç üretmişlerdir. Hemen hemen aynı yönde etki eden Itır kökünden ise sadece bir firma bugüne kadar tekelci üretimine devam etmektedir. Bu da Kirpi otunun dünyanın hemen her yöresinde ye¬tişebilme özelliğine sahipken, Itırın Akdeniz iklimine benzer özellikler gösteren Güney Afrikada yetişmesi ve başka yörelerde henüz deneme üretimine geçilmemiş olmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle Itırın Türkiyede yetiştirilmesi mutlak bir zarurettir.
Hasat zamanı: Şifalı Itırın her iki türü de söküldükten sonra kökleri havalı ve güneşli bir yerde kurutulur ve kaldırılır. Şayet tentürü yapıl¬acak ise taze olarak kullanılır.
Birleşimi: Itır kökünün birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz;
a) Cumarin türevleri (Kumarin türevleri); Umckalin, 5,6,7-Trimethoxycumarin, 6,8-dihydroxy-5,7-dimethoxycumarin, 5,6,7,8-Tetramethoxycumarin, 6,7,8-Trihydrox-cumarin, 6-hydroxy-7-mthoxy-cumarin (Scopoletin) ve 7-Acetoxy-5,6-dimethoxycumarin
b) Taninler %9 oranında olup en önemlileri; Afzelechin, Catechin (Kateşin), Epicatechin ve Gallocatechin
c) Flavonitler; Quercetin, Kmpferol, Izoorientin ve Taxifolin-3-O-β-D-glikozit
d) Gallusasit türevleri; Gallusasidi ve Gallusasitmetilester
e) Steroller; Sitosterol-3-O-β-D-glikozit, β-Sitosterin, Stigmasterin
f) Aminler; Thramin ve Ethanolamin
Araştırmalar:
1) Ekim 1993ten Şubat 1995e kadar 158 deney yerinde (doktorların muayenehaneleri veya çocuk klinikleri) 0-12yaşlarındaki nefes yolları rahatsızlıkları olan 742 çocuk üzerinde Itır ilacı (Um
) ile tedavi de-nemesi yapılmıştır. Bu tedavi denemelerinde başta; akut bronşit ve¬ya kronik bronşit (genellikle yinelenen exazerbation) ve bunun ya¬nında nezle, sinüzit, farenjit (yutak iltihaplanması) ve Trakeait (nefes borusu iltihaplanması) gibi rahatsızlıkları olan çocuklara 14 günlük tedavi denemesi yapılmıştır. Hastalardan %98,7sinin durumu iyileş-miştir. Fakat kronik bronşitte bu tedavi süresi 2-3ay sürebilir. (ZP.5.96.300)
2) C.H.Heil, U.Reitermann ve ekibi 1994de akut ve kronik kulak, burun, boğaz ve nefes yolları enfeksiyonundan; bademcik iltihaplan¬ma¬sı, sinüzit, farenjit ve bronşit gibi rahatsızlıkları olan 641 hasta üzerinde Itır ilacı (Um
) ile tedavi denemesi yapılmıştır. Bu tedavi denemesinde hastaların %85inde iyileşme görülmüştür. (ZP.3. 98.141)
3) Dr.A.Sechehage 1921de Verem hastası olan 800 kişi üzerinde tedavi denemesi yapılmış ve hastaların iyileştiği tespit edilmiştir. (Nhp.4.97 .560)
4) Akut bademcik iltihaplanması (tonsilit) rahatsızlığı olan 6-10yaşları arasındaki 60 çocuk üzerinde tedavi denemsi yapılmış ve hastalar iyileşmiştir. (ZP.3.98.141)
Kendi tecrübelerim:
1) Küçük oğlum M.Şamil 17.06.1997de doğduktan hemen sonra bron¬şite yakalandı ve çocuk kliniğinde 4 çeşit antibiyotik ve enhalasyonla tedavi etmek istediler. Çocuğun durumunda herhangi bir değişiklik olmaması üzerine günde 5-6defa 2-3damla ağzına Itır ekstresi dam¬lattım. M.Şamilin durumu iki günde hemen düzelmeye başladı ve üçüncü gün avuç dolusu balgam tükürdü ve buz gibi olan el ve ayak¬ları 10-15dk ısınarak pamuk gibi oldu.
2) M.Şamilin 01.08.1998 (14 aylık) önce saçını tıraş ettim ve sonra jiletle kazıdım. Havalar sıcaktır diye çocuğu şapkasız dışarı çıkarınca hemen tekrar bronşite yakalandı. Çocuğa tekrar Itır ekstresinden el¬de edilen damladan verdim ve yine üçüncü gün balgam tükürdükten sonra rahatladı.
3) M.Şamil 02.10.1999 sabah saat 4.15te Pseudokrupaya yakalandı ve Üniversitenin çocuk kliniğinde Dr. Antibiyotik ve spazm çözücü damlalar verdi. İlaçlar 2-3saat etki ettikten sonra çocuğun durumu tekrar kötüleşiyordu. Homeopatide yüzlerce yıldır Heparsülfiris (Polisülfit) ile Pseudokrupu tedavi edilmekte olduğunu yaptığım araştırmalarda gördüm ve bende Itır ekstresi ve Heparsülfirit tentürü ile Şamili tedavi etmeye başladım ve çocuk 05.10.1999da iyileşti.
Tesir şekli: Bakterileri ve virüsleri öldürücü (antibiyotik ve virüstatik), ilti-hapları önleyici, balgam söktürücü ve İmmün sistemi güçlendirici özel-liklere sahiptir.
Kullanılması:
a) Araştırmalar göre Itır ekstresinden elde edilen damla ve çay başta; bronşit, öksürük, Verem, sinüzit, farenjit, tonsilit (bademcik iltihap-lanması) gibi nefes yolları ve enfeksiyon rahatsızlıklarına karşı kulla-nılır. Veremin bulaşıcı olması nedeni ile hastanede doktor kontro¬lün¬de tedavi edilmesi ve tedavi sonunda Itır ekstresinden elde edilen dam¬la ile tedaviye devam edilmelidir. Eğer akciğerin herhangi bir nok¬tasında kalan en küçük bir mikrop kalıntısı tekrar vereme sebep olur.
b) Halk arasında; Afrika yerlileri de Itır kökü çayını aynı yukarıdaki ra-hatsızlıklara karşı kullanmışlardır.
Çayı: İnce kıyılmış Itır kökünden bir kahve kaşığı demliğe konur ve üze-rine 300-400ml kaynar su ilave edildikten sonra 3-5dk kaynatılır, 5-10dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir.
Çay Harmanları;
Gökçek Öksürük çayı (kramp çözücü);
>40 gr Itır kökü
>20 gr Melek otu kökü
>20 gr Rezene tohumu
>10 gr Duvar sarmaşığı yaprağı
>10 gr Kekik otu
Gökçek Öksürük çayı;
>15 gr Çörek tohumu
>25 gr Itır kökü
>25 gr Keklik otu
>15 gr Sinirli ot
>15 gr Öksürük otu
>10 gr Calba çiçeği
>10 gr Ebe gömeci çiçeği
Gökçek Akciğer üşütmesi çayı;
>25 gr Çörek tohumu
>15 gr Itır kökü
>15 gr Hatmi kökü
>15 gr Akciğer otu
>15 gr Sinirli ot
>15 gr Öksürük otu
Gökçek Bronşit çayı;
>20 gr Çörek tohumu
>15 gr Kekik otu
>15 gr Sinirli ot
>25 gr Itır kökü
>15 gr Öksürük otu
>10 gr Çuha kökü
Gökçek Verem çayı;
>25 gr Çörek tohumu
>15 gr Verem otu
>15 gr Itır kökü
>15 gr Akciğer otu
>15 gr Güneş gülü otu
>15 gr Adaçayı yaprağı
Gökçek Bademcik çayı
>20 gr Çörek tohumu
>25 gr Beşparmak kökü
>25 gr Adaçayı
>15 gr Itır kökü
>10 gr Arnika çiçeği
>5 gr Şekerci otu kökü
Gökçek Kronik bronşit çayı (silisik asitli);
>25 gr Itır kökü
>25 gr Atkuyruğu otu
>25 gr Kuşekmeği otu
>15 gr Calba çiçeği
>10 gr Kekik otu
Gökçek Öksürük çayı (tahrişi önleyici, gıcık giderici ve mukozayı koruyucu);
>40 gr Itır kökü
>30 gr Hatmi kökü
>20 gr Ebe gömeci çiçeği
>10 gr Calba çiçeği
Gökçek Öksürük çayı;
>20 gr Çörek tohumu
>30 gr Itır kökü
>30 gr Sinirli ot
>10 gr Kekik otu
>10 gr Öksürük otu
>10 gr Calba çiçeği
Gökçek Terleme çayı;
>25 gr Ihlamur çiçeği
>25 gr Papatya çiçeği
>25 gr Mürver çiçeği
>25 gr Itır kökü
Gökçek Immün çayı;
>40 gr Çörek tohumu
>20 gr Itır kökü
>10 gr Grip otu
>30 gr Sinirli ot
Gökçek Kronik bronşit çayı (silisik asitli);
>30 gr Itır kökü
>25 gr Kuşekmeği otu
>25 gr Atkuyruğu otu
>20 gr Kedi başı otu
Gökçek Akciğer çayı (bronşitli kramp, bronşitli astım ve balgama karşı);
>30 gr Itır kökü
>20 gr Taş anason kökü
>20 gr Veba kökü
>20 gr Kekik otu
>10 gr Rezene tohumu
Gökçek Akciğer çayı (kramplı bronşit, bronşitli astım ve balgama karşı);
>30 gr Itır kökü
>20 gr Taş anason kökü
>20 gr Çuha kökü
>20 gr Kekik otu
>10 gr Duvar sarmaşığı yaprağı
Gökçek Akciğer çayı (kramp çözücü ve balgam söktürücü);
>30 gr Itır kökü
>20 gr Melek otu kökü
>20 gr Çuha kökü
>20 gr Kekik otu
>10 gr Duvar sarmaşığı yaprağı
Gökçek Akciğer çayı (balgam söktürücü, balgam attırıcı ve öksürüğü önleyici);
>20 gr Sinirli ot
>20 gr Calba çiçeği
>20 gr Öksürük otu
>20 gr Hatmi kökü
>20 gr Itır kökü
Homeopatide: 20gr Itır kökü ince kıyıldıktan sonra bir şişeye konur ve üzerine %70lik 80ml Alkol ilave edilir ve güneş görmeyen bir yerde, iki günde bir çalkalamak suretiyle 4-6hafta muhafaza edilir. Daha sonra nesne süzülerek Homeopatide<<Umckaloabo>>ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-4defa 15-20damla 4-6hafta süreyle alınır.
Ekstresi: Itır kökleri ince ince kıyılır hatta daha iyisi öğütülerek toz haline getirilir ve Etanol+su karışımı ile ekstraksiyonu yapılarak ekstraktı elde edilir. Itır kökünün ekstresi tentüründen daha kalitelidir. Çünkü bir¬le¬şi-mindeki maddeleri daha çok içerir. Şayet ekstresini elde etme imkanı yoksa o zaman tentürü kullanılabilir.
Yan tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur. Kirpi kökünden elde edilen na-türel ilaçlar İmmün sistemini (bağışıklık sistemi) kuvvetlendirmek için¬dir fakat en fazla 4-5hafta kullanılmaktadır. Çünkü aşırı kuvvetlenen İmmün sistemi bu sefer zarar vermeye başlar. Oysa Itır kökünün ve Çörek tohumunun böyle bir yan tesiri yoktur.
B) Büyük Itır, Groβe Pelargonie, Pelargonium graveolens L. (Herit ex Aiton)
Familyası: Itırgillerden, Storchschnabelgewchse, Geraniaceae
Drugları: Itır esansı; Geranii oleum
Büyük Itır yapraklarının su buharı ile damıtılması (destilasyonu) ile eter yağı elde edilir ve bu yağ Aroma tedavisinde kullanılır.
Botanik: Yaprakları 511 derin loplu, ayrıca her lobunda 59 kendi lopu bulunur. Üst yüzeyi tüylü, açık yeşil renkli, alt yüzeyi tüylü, iri damarlı, 10-20cm eninde, 8-16cm uzunluğunda ve 15-30cm uzunluğunda tüylü yuvarlak bir sapa sahiptir. Çiçekleri oldukça uzun bir sap üzerinde 911 çiçek bir arada bir demet şeklindedir. Çiçekleri dil şeklinde, pembe renkli, 5 taç yapraktan meydana gelir ve ikisi üstte ve adeta üst üste ortalarında U şeklinde kan kırmızısı bir benek bulunur. Ortası kahve¬rengimsi bir göbek ve göbeğin ucu geri doğru kıvrık ve kırmızımsı renklidir. Asıl vatanı Tropik ülkeler olan B.Itırın günümüzde Almanya gibi soğuk ülkelerde evlerde süs bitkisi olarak yetiştirilmesi oldukça yay¬gındır. Bir Alman tanıdığımı ziyarete gittiğimde hemen her odasında B.Itırın bir saksısını görünce bunun sebebini sordum o da sivrisineği öldürdüğünü söyledi. Bu günden sonra bende her odada B.Itır yetiştir¬meye başladım ve sivrisinekten kurtulduk.
Yetiştirilmesi: en kolay yetişen bitki deyince aklıma hemen B.Itır gelir. Köklü veya köksüz bir filizi ve de sürgünü iki gün içi su dolu kapta bek-letildikten sonra saksıya ekilir ve ilk günler sık daha sonra normal sula-narak yetiştirilir.
Hasat zamanı: Yılın her mevsimi yaprakları ve taze sürgünleri topla¬narak su buharı ile damıtılır (destilasyon).
Birleşimi: Birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz;
a) Uçucu yağ türevleri (eter yağı türevleri) %0,1-0,2 arasında olup bu da %55 Geraniol, %35 Citronellol ve ayrıca az miktarda Fenilalkol, Geranylformiat, Gerniltiglinat, İzomenton ve Linalool içerir.
b) Ayrıca sabitler, taninler ve şeker içerir.
Tesir şekli: Teskin edici, depresyonu önleyici, ahenk, canlılık verici ve kuvvetlendirici, mikropları öldürücü, krampları çözücü ve solucanları öldürücü özelliklere sahiptir.
Kullanılması:
1) B.Itır eter yağı (esansı=uçucu yağı) başta korku, depresyon, stres, uyuyamama, gerginlik, hafıza zafiyeti, bronşit, ishal, iktidarsızlık, ka-şıntılar ve bağırsak kurtlarına karşı kullanılabileceği beyan edilmek-tedir. Fakat etkisi üzerinde araştırma yapılmamıştır.
2) 45ml %70lik Etanola 5ml ıtır yağı eklenir ve karıştırılır. Bu karışım¬dan 5-10damla bir çay bardağı (50ml) suya damlatılır ve gargarası yapılırsa ağız içi, dişetleri ve bademcik iltihaplarına karşı iyi gelir. Bu karışımla akne ve sivilceler de temizlenebilir.
3) Parfüm yapmak için 2ml Itır esansı, 2ml Turunç esansı, 2ml Limon esansı, 2ml Oğul otu esansı ve 2ml Mersin esansı 40ml %70lik Etanol ile karıştırılır. Bu karışımdan Aroma lambasına 10-15damla damlatılır ve lamba yakılır veya Aroma konisi için 50ml kaynamış veya damıtılmış su konur ve buna 10-15damla esans karışımından ilave edilir.
4) Banyo esansı; bir yemek kaşığı bala 10-15damla Gül yağı ve 10-15damla Itır yağı karıştırıldıktan sonra banyo suyuna karıştırılır ve bu suyla 15-20dk banyo yapılırsa deriyi yumuşatır.
5) Haşarat esansı; Okaliptus, Lavanta, Karanfil ve Itır esansından 3er ml 88ml %70lik Etanol ile karıştırılarak hazırlanır. Bu haşarat esansından 10-15damla Aroma lambası, Aroma konisi veya bir fincan suya damlatılır ise haşereler yok olur.
6) Masaj yağı; 50ml Tatlı Badem yağı, 20ml Jojoba yağı, 20ml Işıldak yağı (eşek otu), 5ml Itır yağı, 5ml Mercanköşk yağı karıştırılarak elde edilir. Bu masaj yağı ile sırt, omuz, kollar ve bacaklar ovalanarak ma¬-saj yapılır.
Yan tesirleri: Bazı kişilerde alerji yapabilir.
Bu ıtırların haricinde süs bitkisi olarak yetiştirilen oldukça çok güzel türler mevcuttur.