Çok Yıllık | 3-4m | 1-5 Aylar | Ca,Ho,Na | Tohumu, Yağı
Kakule, Kardamom, Eletteria cardamamum (L)
Kâkule Kardamomen WHITE et MATOB
Malabar kakulesi Syn: Alpina cardamomum ROXB.
Amomum cardamomum ROXB.
Familyası: Zencefilgillerden, Ingergewâchse, Zingiberaceae
Drugları: Kakule meyvesi; Cardamomi fructus
Kakule Uçucu yağı; Cardamomi aetheroleum
Kakule meyvesi çay, tentür, baharat ve natürel ilaç yapımında, eter yağı ise Aromaterapisinde ve mutfakta kullanılır.
Giriş: Kakulenin oldukça çok alt türü mevcuttur ve bunlardan Büyük Kakule;İ Eletteria major SMITH, bunun meyveleri 3-4cm uzunluğunda olduğundan Uzun Kakule diye de anılır. Bangel Kakulesi; Eletteria aro-maticum (Amomum aromaticum) ROXB. Ve Süs bitkisi olarak yetiştirilen Eletteria serrula gibi türler mevcuttur. Fakat bunlardan sadece Malabar Kakulesi olarak bilinen Eletteria cardamomum türü en kaliteli ve en yaygın olarak yetiştirilen türdür. Malabar Kakulesinin birçok ülkede kültür bitkisi olarak yetiştirilmesinin nedeni ile yetiştiği yöreye farklılık gösterir.
Botanik: Vatanı Hindistanın Güneybatısı yani Malabar bölgesi yetiştiği yöre nedeniyle de Malabar Kakulesi diye anılır. Kakule genellikle 500-1500m yüksekliğindeki nemli topraklarda yabani olarak yetişen Kakule günümüzde Sri Lanka, Endonezya, Guetamala ve Güneydoğu Pakistan da yetiştirilir. Kakule 3-4m boyunda, bir kök üzerinde 5-20adet gövde topluca bir arada bulunabilir. Yaprakları 40-70cm uzunluğunda 5-10cm eninde eliptik veya mızrak şeklinde, kenarları çok hafif dalgalı üzeri paralel damarlı ve koyu yeşil renklidir. Yapraklarının sap kısmı normal sap şeklinde değil, gövdenin etrafında sarılmış bir boru şeklindedir. Çi¬çekleri 40-60cm uzunluğundaki bir sap üzerinde, salkım şeklinde dizilmiş olup çiçek açmadan önce tomurcukları beyaz bir kapak yaprakla kaplıdır. Çiçekleri açılınca kapak yaprak üstte, taç yaprak altta kalır ve taç yaprağın içi çizgi çizgi ve de ortada beyaz bir göbek mevcuttur. Meyveleri 0,8-2cm uzunluğunda, 0,5-1cm kalınlığında, yumurta veya eliptik şekilde, içi üç bölümlü, her bölümde 4-6adet siyah ve değişik formda tohumdan meydana gelir. Meyve kabuğu ince beyaz, açık yeşil, yeşil, açık sarı veya saman sarısı renktedir.
Hasat zamanı: Kakule genellikle Ocak-Mayıs ayları arasında çiçek açar fakat Aralıka kadar da çiçek açtığı olur ve meyvelerinin olgunlaşması aylar alır ve meyveleri tam olgunlaşmadan toplanarak kurutulur. Şayet zamanında toplanmaz ise olgunlaşan meyveleri çatlar ve tohumlar çevreye dağılır.
Yetiştirilmesi: Sıcak ve nemli iklimde gelişmesi nedeni ile Türkiyede ancak botanik bahçelerde yetiştirilebilir.
Birleşimi: Kakule tohumunun birleşimindeki en önemli madde eter yağları (Uçucu yağları) %3-8olup, bu da bitkinin yetiştiği ülkeye hatta bölgeye göre oldukça çok farklılık gösterir. Guetamala ve Sri Lanka gibi ekvatora yakın ülkelerde 1,8 Cineol, %20-35 iken, Terpinylacetat %45-55 arasındadır. Malabar gibi hafif ekvatordan uzak olan yörelerde ise 1,8 Cineol %40-50 iken Terpinylacetat ise %35-40 arasındadır. Kakulenin damıtılması ile elde edilen eter yağı ile soğuk baskı ile elde edilen eter yağı farklılık göstermektedir. Çünkü damıtma sonucu bir kısım Terpinylacetatın oksitlenerek p-Cymene dönüştüğpü tespit edilmiştir. Bu nedenle soğuk baskı ile elde edilen Kakule yağı damıtma ile elde edilenden üstündür. Hindistanın genelinden elde edilen Kakule yağında %35-38, 1,8 Cineol, %30-33 Terpinylacetat, %10-13 Limonen ve az miktarda Linalool, Sabinen, Terpineol içerir. Ayrıca %20-40 Nişasta, %10 Protein, %5 Şeker, %2-4 Sabit yağ, az miktarda mineraller ve vitaminlerden A, B ve C içerir.
Araştırmalar: Henüz yeterli araştırma yapılamamıştır. Kendi tecrübeme göre mide ve bağırsak şişkinliği (gaz) ve hazımsızlığa karşı en iyi Şifalı bitkilerden biri de Kakuledir. Karnınız davul gibi şiş de olsa 5-6 Kakule meyvesinden yapılacak bir çay veya çiğneme şişkinliği hemen indirir. Denerseniz sizde bunu fark edersiniz. Ben iki haftadır Kakule çiğniyorum ve farkı gördüm. (18.05.1999)
Tesir şekli: Gaz söktürücü, iştah açıcı, aroma verici, kramp çözücü, sal-gı¬ları artırıcı, antimikotik (mantarları öldürücü), antibakteriyel (mikropları öldürücü) etkilere sahiptir.
Kullanılması:
a) Komisyon Eye göre hazımsızlık rahatsızlıklarına karşı kullanılır.
b) Aromaterapisinde; Gaz söktürücü, iştah açıcı, hazmettirici, kramp çözücü, idrar artırıcı ve cinsel gücü artırıcı olarak kullanılır.
c) Halk arasında başta; sindirim rahatsızlıklarından şişkinlik, hazımsız¬lık, iştahsızlık, mide ve bağırsak krampları, ağız kokusu, bulantı ve kusmaya karşı kullanılır. Kakule her ülkede farklı farklı kullanılmak¬ta-dır. Çinliler hemen her türlü rahatsızlığa karşı, Hintliler başta baharat olarak, Suudi Arabistanda kahveye tat vermek için katılır, Avrupada ise liköre aroma vermesi için katılır. Ayrıca kuru pasta, sucuk gibi çok çeşitli maddeleri konser edici (bozulmasını önleyici) baharatlardan biridir. Uzmanlar ağız kokusuna akrşı sakız yerine Kakule çiğnenme¬sini tavsiye etmektedirler ve ayrıca hafızayı kuvvetlendirici özelliğe sahiptir. Ayrıca Roemheld-Syndrom olarak bilinen mide ve bağırsak-lar¬daki şişkinliğin diyaframı yukarı kaldırması ve bununda kalbi sıkış-tırması haline karşı kullanılır. Cinsel gücü kuvvetlendirdiği, yorgunluk ve halsizliği giderdiği ve de düşünceleri değiştirdiği iddia edilmek¬tedir. Bu konularda detaylı bir araştırma mevcut değildir.
Çayı: Her bardak çay (200-300ml) için bir kahve kaşığı Kakule demliğe konur ve üzerine kaynar su ilave edilerek 5-10dk demlenmeye bıra-kıldıktan sonra süzülerek içilir. Şayet kaynatılır ise birleşiminin eter yağı buharlaşarak yok olur, kesinlikle kaynatılmaz.
Çay Harmanları
Gökçek Safra çayı;
>20 gr Kırlangıç otu
>20 gr Kakule
>20 gr Şahtere
>30 gr Hindiba otu ve kökü
>10 gr Nane yaprağı
Gökçek Mide asidi yetersizliğine karşı çay;
>20 gr Ravent kökü
>20 gr Kakule meyvesi
>20 gr Mübarek otu
>20 gr Zencefil kökü
>10 gr Tarçın kabuğu
>10 gr Havlıcan kökü
Gökçek Şişkinlik çayı;
>25 gr Kimyon tohumu
>25 gr Rezene tohumu
>25 gr Kakule tohumu
>25 gr Anason tohumu
Gökçek Sindirim ve şişkinlik çayı;
>30 gr Kakule
>30 gr Papatya çiçeği
>30 gr Rezene tohumu
>10 gr Kantaron otu
Baharatı: Özellikle çorbalar, etli ve balıklı yemekler, pastalar ve kom-postolara katılır ise hem sindirimi kolaylaştırır hem de güzel bir aroma verir. Kakule yemek kaynarken değil ocaktan indirildikten sonra kakule meyvesi veya eter yağı katılmalıdır. Aksi halde birleşimindeki eter yağı buharlaşarak yok olur.
Aromaterapisi: Su buharı destilasyonu ile elde edilen eter yağı (uçucu yağı) gaz söktürücü, iştah açıcı, hazmettirici, kramp çözücü, cinsel gücü artırıcı, idrar attırıcı özellikleri nedeni ile yemeklere 2-3damla damlatılır.
Yan tesirleri: Kakulenin bilinen bir yan tesiri yoktur.
Sarmaşık | 5-15m | 6-8 Aylar | Na | Tohumları | Çok Çok Zehirli
Kalabar baklası, Calabar , Physostigma venenosum BALF.
Kalabar Calabar bohnen
Calabar
Familyası: Baklagillerden, Schmetterlingblütengewaechse, Fabaceae (Leguminosae)
Drugları: Kalabar baklası; Calbar semen
Kalabar baklasının çok zehirli olması nedeni ile çayı içilemez ve sadece natürel ilaç yapımında kullanılır.
Giriş: Eskiden başta Nijerya, Gabun ve Kamerun gibi ülkelerde suçlulara Kalabar baklası yedirilir, şayet suçlu ölürse, suçluluğu isabet etmiş olur, eğer ölmez ise suçsuz olduğuna kanaat getirilirdi. Sadece Nijeryanın bir eyaletinde bir yılda 120 kişinin Kalabar ile öldürüldüğü İngiliz asıllı misyoner (Daniell 1846) tarafından tespit edilmiştir. İngiliz hükümeti ile Nijerya arasında Kalabar baklasının kullanımı her ne şekilde olursa olsun yasaklanması için anlaşma yapılmıştır. Günümüzde Kalabar baklası hü-kümetlerin denetiminde özel olarak yetiştirilmekte ve bunların büyük bir kısmı physostigma elde etmek için ekstresi yapılmaktadır.
Botanik: Vatanı Nijerya, Gabun ve Kamerun olup zamanla önce Orta batı Afrika ülkelerinden Kongodan Sierra Leone kadar geniş bir alana yayılmış, sonra Brezilya ve Hindistanda kültür bitkisi olarak yetiştiril¬meye başlanmıştır. Kalabar boyu 15 metreyi bulan çok yıllık sürekli yeşil bir sarmaşık olup, çevresindeki ağaçlara tırmanarak yaşar. Yaprakları üçlü olarak bir arada bulunur, ortasındaki yaprak yumurta şeklinde, uca doğru hafif sivrice, yandaki yapraklar kalp veya yumurta şeklinde, 10-15cm uzunluğunda, 5-8cm genişliğinde, sapı 5-10cm uzunluğunda ve yeşil renklidir. Çiçekleri yaprak sapı dibinden çıkan uzun bir sap üzerinde oldukça sık bir şekilde dizilmiş olup, her biri hafif geri doğru kıvrık şe¬kilde dizilmiş, pembe, kırmızı veya kiraz rengindedir. Meyveleri 10-15cm uzunluğunda 3-5cm genişliğinde fasulye meyvesi şeklinde içinde 1-3adet böbrek şeklinde 2-3cm uzunluğunda 1-1,5cm eninde koyu kahve ren¬gimsi veya siyah içi beyaz tohumlara sahiptir.
Hasat zamanı: Ekvatorun kuzeyindeki tropik ülkelerde Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında olgunlaşan Kalabar kapsülleri toplanarak içindeki baklaları çıkarılır ve kurutulur. Kalabar baklasının birleşimindeki physostigin ve diğerleri damıtılarak veya ekstresi yapılarak elde edilir ve natürel ilaç yapımında kullanılır.
Yetiştirilmesi: Türkiyede ancak botanik bahçelerde ve özel şartlarda yetiştirilebilir, bu nedenle ekonomik değildir.
Birleşimi: Birleşimindeki en önemli madde Alkaloit türevleri %0,1-0,5 oranında olup bunlardan bazıları şunlardır; (-)-Phsostigmin, (+)-Phsostigmin, (-)-Norphsostigmin, Genserin ve az miktarda (-)-Eseramin ve (-)-Physovenini sayabiliriz. Ayrıca Reçine, Proteinler ve Eterik yağ içerir.
Tesir şekli: Göz bebeklerini büyütücü (miyotik), bağırsakları hareket-lendirici (peristaltik), terletici, salgıları artırıcı, kasları büzücü, hafızayı kuvvetlendirici ve kalp atışlarını yavaşlatıcı özelliklere sahiptir.
Araştırmalar:
1) Dr.Kleinwâchter 1964de Prag hapisanesindeki üç mahkumun likör zannederek Atropin-damlası (Güzelavrat otu tentürü) içerek zehi-rlenen kişiler üzerinde Kalabar baklası ile göz kliniğinde bir deney yapmış ve neticede ölümden kurtarmıştır. (A.A.J.716)
2) D.rMary Walker 1934 Greenwich hastanesinde yaptığı bir araştırma sonucu Kalabar baklasının birleşimindeki Physostigminin kaslardaki yorgunluk ve zafiyeti (Myosthenina) önlediğini tespit etmiş ve hasta¬ları üzerinde uygulamıştır. (A.A.J.717)
Kullanılması: Araştırmalara göre günümüzde Kalabar baklası physo-stigmin elde etmek içi yetiştirilir. Physostigmin başta; Göz hastalıkları özellikle de miotikum (gözbebeklerini büzücü) ilaç yapımında kullanılır.
Açıklama: Physostigmin göz damarlarına ancak % 0,2 oranında katıla¬bilir zira % 1i dahi öldürücü olabilir. Physostgmin kolinesterazın (chlinesterase) çoğalmasını önler ve dolaylı olarak göz bebeğini küçültür, böylece göz içinde glokom (karasu) oluşmasını önler ve de gözdeki iç basıncı azalır. Uzun süre kullanılması halinde etkisinin azal¬ması söz konusu olacağından jaborandiden elde edilen bir başka miyotik (gözbebeğini büzücü) olan pilocarpinle birlikte kullanılması daha uygundur. Physostigminin bir diğer özelliğiise Güzelavrat otundan elde edilen tentür veya atropin damlasından dolayı ortaya çıkan zehirlenmeler ve Curare Ok zehiri (Güney Amerikada avcıların oklarına sürdükleri zehirli maddeler, bu kargabükenden elde edilir) ile zehirlenmelere karşı kullanılır. Ayrıca atropin, scopolamin ve phenothiazinen gibi maddelerle zehirlenmelerde ilk akla gelen panzehir physostgmindir, bu nedenle bu panzehir hemen hemen bütün hastanelerde bulunur.
Physostigmin beyine etki ederek burada üretilen asetilkolinin azalmasını ve çözülmesini önler ve de dolaylı olarak yaşlılarda görülen bunamayı önler. Fakat bu konuda henüz bir ilaç imal edilmemiştir. Bu konuda detaylı bir klinik araştırması şarttır.
Yan tesirleri: Kalabar baklasından elde dilen Physostigmin (Eserin) çok zehirli olup 1mgı dahi öldürücü derecede tehlikelidir. Bu nedenle çok dikkat edilmesi gerekir ve zaten yukarıdaki ilaçların göz doktorları tara-fından yazılması icap eder.