Kalp deliği, hastalar için günlük aktivitelerin yapılmasını zorlaştıran kimi zaman da hayati risk oluşturabilen önemli bir sağlık problemidir.
Kalp içi delikler önceki yıllarda ağırlıklı olarak ameliyatla kapatılırken, günümüzde ameliyatsız yöntemlerle kansız ve ağrısız bir şekilde tedavisi sağlanabilmektedir. Memorial Ataşehir Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Nihat Özer, kalp deliklerinin tedavisi hakkında bilgi verdi.
Sağlıkla atan kalpte kan akışı düzenlidir
Sağlıklı bir kişinin kalbinde kan, sağ ve sol odacıklar arasında karışmadan bir düzen içerisinde dolaşmaktadır. Atriyal septal defekt (ASD) yani; kulakçıklar arası delik varlığında kan, hep soldan sağa doğru akar ve kalp her atışında sol kulakçıktan sağ kulakçığa bir miktar kan kaçırır. Solda kan miktarı azalır ve sağda hep kan miktarı artar.
Kalp delikleri akciğerlere normalden fazla kan gitmesine sebep olur. Fazla kan gelmesi akciğerlerin yapısını bozar ve akciğerler gerginleşir. Zamanla pulmoner hipertansiyon ve sağ kalp yetersizliğine neden olabilir. Bu durum kişinin hayat kalitesini düşürür ve hatta hayati tehlikeye de neden olabilir. Bacak toplardamar sisteminde oluşan kan pıhtılar, bu delikten geçerek beyne gidebilir ve beyin damarlarında tıkanmalara ve felçlere yol açabilir.
Kalp deliği büyükse kapatılmalıdır
Küçük delikler genellikle az miktarda kan geçişine izin verdikleri için kişinin hayatını etkilemez ve ileri yaşlarda sorun yaratmazlar. Bu nedenle küçük deliklerin kapatılması gerekmez; ancak yine de rutin kontrollerle kişi takip edilir. Delik büyük olduğunda ise, soldan sağa geçen kan volümü fazla olacak ve sağ kalp boşluklarında ve akciğer atardamarında tedavi edilemez hasarlar oluşturacaktır bunun için mutlaka tedavi edilmelidir.
Beyne ve farklı organlara pıhtı gidebilir
Kalbin kulakçıkları arasında delikten çok tünel şeklinde bir geçiş olmasına ise PFO (Patent foramen ovale) denilmektedir. PFO, anne karnında bebeğin dolaşımı için vardır ve doğum sonrası hemen kapanması beklenir. Ikınma, yüksek basınç, derin dalışlar, uzun uçuşlar gibi sağ tarafın basınçlarını artıran durumlarda, kirli kan ve beraberinde bacaktan gelebilecek pıhtılar bu kanal ile sol boşluğa oradan da beyne ve farklı organlara pıhtı gitmesine sebep olabilir.
Genellikle problem yaratmazlar ancak bazı hastalarda kan sulandırıcı kullanılmasına rağmen tekrarlayan pıhtı atması (emboli) sebebiyle felç gibi nörolojik hasarlara zemin hazırlamaktadır. Bunun için hastanın durumu iyi değerlendirilmeli ve kapatılması için işlem yapılmalıdır.
Genel anestezi olmadan işlem yapılır
Ameliyatsız kapama yönteminde genel anestezi olmadan kasık toplardamarından iğne ile girilerek bir yol oluşturulmakta ve bu yol aracılığıyla birbirine ortadan bağlı iki DİSK şeklinde olan kapama cihazları yerleştirilerek kolayca delik kapatılmaktadır. Bazı kişilerin bu kapama cihazlarının yapıldığı maddelere kaşı alerjisi olabileceğinden işlem öncesinde sorgulanmalıdır.
Ameliyatsız delik kapama işlemi 30-180 dakika sürer. Hastanın, işlem sırasında yarım saat kadar uyutulması gerekebilir. Bu genel anestezi değildir. Bu uyku, derin sedasyon ya da derin uyku olarak tanımlanır. İşlem bitince hemen uyandırılır. Bazı hastalarda işlem uyanık olarak da yapılabilir.
3-6 ay içinde kalp dokusuyla bütünleşir
Ortalama 3-6 ay içinde kapama cihazının üzeri kalp dokusuyla kaplanır. Kapama cihazı burada sürekli olarak kalır. Kişinin günlük yaşamına olumsuz etki etmez. Kapama cihazı üzerinde pıhtı oluşumunu önlemek için en az 6 ay süreyle kan sulandırıcı ilaçların kullanılması gerekir. Delikler ameliyatsız kapama yöntemlerine uygun olmadığında cerrahi olarak kapatılması için planlama yapılır.
Ameliyatsız tedavinin avantajları
· Hastanede kalış süresi en fazla 24 saattir
· Birkaç gün ev istirahatinden sonra iş başı yapılabilir
· Herhangi bir kesi yapılmaz, kansız bir işlemdir
· Genel anestezi kullanılmamaktadır
· Ameliyat izi olmadığı için estetik kaygısı yoktur