Uzm. Dr. Mustafa Demirel, solunan havanın, insan sağlığı ile yakından ilişkisi olduğunu söyledi. Demirel, “Doğduğumuz andan itibaren, ömür boyunca her saat yaklaşık bin kez akciğerimize çektiğimiz havanın içeriğinin değişmesi, akciğerlerimizin verdiği reaksiyonu da değiştirmektedir” dedi. Kış aylarında soğuk hava ve hava kirliliğine bağlı olarak KOAH ve astım hastalarında daha fazla sorun yaşandığını kaydeden Dr. Demirel, “Soğuk havalarda bronşit, astım gibi sağlık sorunları daha sık görülür. Soğuk havalar, akciğerin akut ve kronik tüm hastalıklarını tetikler. Kışın yoğunluk kazanan hava kirliliği soğuk havayla birleşince sorun daha da büyümektedir. Soğuk ve kirli hava KOAH ve astım krizlerini tetikleyici rol oynamaktadır.
Demirel, KOAH ve astım hastalarının soğuk ve kirli havada dikkat etmesi gereken konuları ise, şöyle sıraladı:
* KOAH ve astım hastaları özellikle soğuk ve kirli havada dışarı çıkmamalı. Dışarı çıkmak zorunda kalırlarsa, giyimlerine dikkat etmeli, terlememeli ve insanların yoğun olduğu yerlerden uzak durmalı.
* Kapalı mekanlarda ve sigara içilen ortamlarda bulunmamaya özen gösterilmeliler.
* Ev içi ortamın kalorifer yakım saatleri dışında havalandırılması sağlanmalı.
* Soba ya da kalorifer nedeniyle ortamdaki nem oranının düşmesini engellemeliler. Ortamdaki nem oranının düşmesiyle birlikte özellikle burundaki tıkanıklığa bağlı olarak ağızdan nefes alıp veren hastalarda havayollarını kurutmakta, gece öksürüğü, nefes darlığı gibi yakınmalara neden olmakta.
Şehir planlarının hava kirliliği ile doğrudan ilgili olduğunu belirten Başhekim Uzm. Dr. Mustafa Demirel, “Plansız şehirleşme, hakim rüzgarlar yönünde kent merkezine yakın ve merkezde sanayi tesislerinin kurulması, yeşil sahaların yok edilmesi, hakim rüzgarları kesen yüksek binaların yapılması hava kirliliğini artırıyor. Kükürt dioksit açısından zengin kömürlerin ısıtmada ya da sanayide kullanımı, önemli bir risk faktörüdür. Doğalgaz gibi alternatiflerin desteklenmesi, hava kirliliği kontrolünde etkili bir yöntemdir. Trafik düzenlemeleri ve egzoz kontrolleri hava kirliliğini yakından etkilemektedir” dedi.
KOAH nedir?
KOAH, ilerleyici ve tam olarak geri dönüşümlü olmayan, buna karşılık önlenebilir ve tedavi edilebilir bir akciğer hastalığı. Havayollarını daraltır, solunumu güçleştirir. Genellikle kronik bronşit ve amfizem zemininde gelişen KOAH’da hastalar, öksürük ve balgamdan kısa mesafeli yürüyüşde bile oluşan nefes darlığına kadar değişik belirtiler yaşar.
KOAH’a yol açan faktörler nedir?
En önemli risk faktörü sigara içilmesi. Pipo, puro ve birçok ülkede yaygın olan tütün tüketiminin diğer yolları da risk faktörüdür. Sigaraya pasif maruziyet de solunumsal semptomlara ve KOAH gelişimine katkıda bulunur. KOAH’nin diğer kanıtlanmış nedenleri; iş yeri ortamındaki tozlar ve kimyasal maddeler (buhar, iritan maddeler, dumanlar) ve iyi havalanmayan evlerde yemek pişirme ve ısınma amacıyla kullanılan organik yakıtların (odun, tezek vb.) yol açtığı iç ortam hava kirliliği.Dış ortam hava kirliliğinin KOAH gelişimindeki rolü henüz çok iyi bilinmiyor. Ancak akciğerlere giren partikül yüküne katkıda bulunduğuna inanılıyor.
Tanı nasıl konur?
Risk faktörlerine maruz kalan öyküsü olan kişilerde ve öksürük, balgam, eforla nefes darlığı olan hastalarda KOAH düşünülmeli. Fakat tanı, solunum fonksiyon testleriyle doğrulanmalı. Bu testler, sadece tanıda değil, hastalığın şiddetinin belirlenmesi ve hastalığın seyrinin takibinde de kullanılır.
KOAH astımdan nasıl ayrılır?
İkisi de aynı kişide olabilir. Benzer belirtilere sahip solunum yolu hastalıkları. Her ikisinde de akciğerlerde enflamasyon var. Ancak altta yatan enflamasyonun özellikleri her iki hastalıkta farklı. Sonuçta tedaviye yanıtları da çok farklı.Astım ve KOAH arasında bir bağlantı var mıdır?
İki hastalık arasında bir örtüşme var. Uzun süreli astımın havayollarında yapısal değişikliklere neden olarak geri dönüşümsüz havayolunda tıkanmaya yol açtığına dair kanıtlar var. KOAH’a yol açan zararlı ajanlara maruz kalan astımlılarda, astım ve KOAH benzeri enflamasyonların birleşimi bulunuyor.
KOAH’ın yaygınlığı nedir?
Tüm dünyada en önemli dördüncü ölüm nedeni olduğunu tahmin ediliyor (koroner arter hastalığı, serebrovasküler hastalık, akut solunum yolu enfeksiyonundan sonra ve HIV/AIDS ile dördüncülüğü paylaşıyor). WHO’nun tahminlerine göre 2000 yılında KOAH nedeniyle dünyada 2.74 milyon kişi öldü. Türkiye’de ise 5 milyon civarında KOAH’lı hasta bulunduğu ve her yıl bu hastalıktan 26 bin kişinin öldüğü tahmin ediliyor.