Lösemi, kemik iliğindeki kan hücrelerinin yani ana hücrelerin istemsiz, sınırsız ve kontrolsüz bir şekilde üremesiyle ortaya çıkan ve kan kanseri olarak bilinen habis bir hastalıktır. Vücuttaki lenfatik sistemi ve kemik iliğini etkileyen gensel bir hastalıktır. Nedeni tam olarak bilinmeyen lösemiler, kontrollü ve kontrolsüz çoğalan hücrelerdir. Kanı etkileyen bu kanser türü akut ve kronik lösemi olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Akut lösemi de; genç lösemi hücreleri olmakla birlikte kontrolsüz çoğalan ve kemik iliğinde diğer hücrelere yer bırakmayan bir kanser türüdür. Kronik lösemide ise, aksine olgun olan hücrelerinin kontrolsüz bir şekilde çoğalma durumu söz konusudur.
Belirtileri : Günümüzde artık löseminin belirtisinin olması da şart değildir. Çoğu zaman, özellikle kronik lösemi hastaları tesadüfen bir kan sayımı testiyle bile fark edilebilmektedir. Böylece teşhis de sağlanabilmektedir. Bilhassa kronik lösemilerde genellikle kilo kaybı, halsizlik, dalak ve karaciğerin büyümesi, lenf bezlerinin büyümesi, şişmesi gibi bulgular en önemli belirtilerindendir. Akut lösemilerde durum daha dramatiktir. Hızla gelişmekte ve belirtileri hemen ortaya çıkmaktadır. Genelde, çok kısa sürede ya da birkaç haftadır var olan ateş, keyifsizlik, halsizlik, çarpıntı, kansızlık, burun kanaması, diş eti kanamaları, cilt altında kanama,morarma ve çürüme gibi belirtilerle hastalık kendini belli etmektedir.
Tedavi : Hemen hemen bütün lösemi türleri, tedavisi olan hastalıklardır. Akut lösemi tedavisinde kemoterapi uygulanmaktadır. Buradaki hedef bambaşkadır, hastalığın arındırılması için çaba gösterilmektedir. Daha radikal bir yaklaşımla tedavi uygulanır. Akut lösemi hastaları, hastaneye yatırıldıktan sonra ilk aşamada indüksiyon tedavisiyle lösemi hücrelerinin öldürülmesi için tedavi amaçlanır. Hastalığı düzeltmek adına bir tedavi de denilebilir. Buradaki ilk aşama, hastaların tedaviyle hastalığından kurtarılması hedeflenmektedir. İndüksiyon tedavisiyle başarı elde edildiği taktirde, yani hastalık ortadan kalktığında en az 3 ama tercihen 4 kez yüksek dozda kemoterapi verilerek pekiştirme tedavisi uygulanmaktadır. Bu pekiştirme tedavisiyle hastalığın nüksetmesinin önüne geçilmesine uğraşılır. Ayrıca, pekiştirme tedavisi bazı hastalarda daha yoğun kemoterapi olarak da yapılması söz konusu olabilir. Eğer bu hastalarda yüksek risk grubu saptanırsa, kemik iliği nakli de bir diğer tedavi yöntemi olarak da uygulanabilmektedir. Bu tür hastalarda risk faktörleri ise, her hastada değişebilmektedir.