Lazer tekniği: 1,470 nm dalga boyunda ve 13 watt gücünde lazer, komplike makat fistüllerinin yolunun fırça ile temizlendikten sonra ince bir lazer çubuğu ile fistül tünelinin 360o dairesel olarak (radyal fiber ile) yakılarak fistül yolunun kapatılmasıdır. Bu teknik İngilizce kaynaklarda ‘’Fistula laser closure’’ veya kısaltılmış adı ile ‘’FILAC’’ olarak veya ‘’Laser ablation of the fistula tract’’ yada kısaca ‘’LAFT’’ adlandırılmaktadır. Lazer ile fistül kapatılması tekniği ilk olarak 2011 yılında Almanya’da Wilhelm tarafından tanımlanmış ve özellikle komplike makat fistülü olan hastalarda lazer tedavisi ile ortalama % 70-90 civarında başarı bildirilmiştir. Buradaki ana amaç, boşluğun adeta silikon ile dolgu yapar gibi, lazer ile yakılarak kapatılmasıdır. Ameliyat sonrası çok az makat ağrısı ve makatta yanma ile seyreden ve sonuçları gayet iyi olan güncel bir tekniktir.
VAAFT tekniği: ‘Video-assisted anal fistula treatment’ veya video yardımlı anal fistül tedavisi ifadesinin baş harflerinden oluşur. Meinero ve Mori 2011 yılında yayınladıkları çalışmalarında, komplike makat fistülü olan 136 hastada VAAFT tekniğine ait 1. fistüloskop (fistül ağzından içeriye yerleştirilen teleskop, 2. endoskopik fırça 3. siyanoakrilat (Japon yapıştırıcısı gibi tutkal) içeren hazır kiti kullanmışlardır. Fistül yoluna % 1 glisin-mannitol solüsyonu verilerek genişletilir ve ardından fistüloskop fistül yolu (traktı) boyunca tüm yönlerde ilerletilir ve fistülün iç ağzı bulunmaya çalışılır. Fistül iç ağzı ortalama 5 dakika içinde bulunduktan sonra, buraya askı amacı ile iki veya üç dikiş atılır. Makat fistülünün dış ağzından iç ağzına doğru birer santimetre aralıklarla ilerleyerek bir yandan serum verilir ve diğer yandan fistül yolu koter ile yakılır ve ardından fırça yardımı ile kazınır. Bu sırada makattan bir stapler (dikiş makinesi) yerleştirilerek veya direkt olarak dikiş atarak fistül iç ağzı kapatılır. Dikiş hattına tekrar fistül oluşumunu engellemek amacı ile ek olarak bir kateter yardımı ile siyanoakrilat yapıştırıcı maddesi uygulanır. Bu tekniğin diğer tekniklere üstünlüğü olarak; fistülün iç ağzının, ek fistül yollarının ve apselerin endoskop ve monitör altında görüntülenmesi gösterilmektedir. Bir yıllık takip süresinde hastalarda % 87 oranında başarıya ulaşılmıştır.
LİFT tekniği: Bu teknik ‘ligation of intersphincteric fistula tract’ ifadesinin kısaltılmasıdır ve dışkı tutma kasları arasındaki fistül yolunun bağlanması anlamına gelir. Bu teknikte iç makat kası (internal anal sfinkter) ile dış makat kası (eksternal anal sfinkter) birbirinden ayrılır ve ardından fistülün iç ağzı ve dış ağzı emilen dikişlerle kapatılır. LİFT tekniği ilk olarak 2007 yılında Tayland’lı kolorektal cerrah Arun Rojanasakul tarafından tanımlanmıştır. İlk yayındaki başarı oranları % 94 civarında iken sonraki yayınlarda başarı oranları % 60-95 arasındadır.
Seton tekniği: Yüksek yerleşimli veya eksternal anal sfinkteri (dış makat kası, dışkı tutma kası) içine alan bir fistül varlığında seton tekniği tercih edilir. Bu teknikte fistülün bağırsaktaki (iç) ve derideki (dış) ağızları arasından bir ip veya lastik geçirilerek bağlanır. Seton tekniğini Hipokrat ilk olarak ‘‘at kılı’’ ile gerçekleştirmiştir. Zaman içinde bu ip veya lastik daraltılarak, eksternal anal sfinkteri (dış makat kası, dışkıyı tutma kası) kademeli olarak fistül boyunu kademeli olarak birkaç hafta ile 6 ay arasında kesmesi beklenir. Seton tekniğinde, nedbe oranı azdır, ancak % 2-30 oranında gaz veya dışkıyı tutamama (inkontinens) gelişebilir. Bu yöntem sonrası başarı oranı % 80-100 civarındadır. Ksahara (alkali bir madde) emdirilmiş kauçuk ile yapılan seton uygulaması ise ‘kimyasal seton’ olarak adlandırılmaktadır.
Fistülotomi veya fistülektomi tekniği: Fistülotomi veya fistülektomi tekniği, aynı zamanda ‘‘lay-open’’ veya ‘‘açık bırakma’’ tekniği olarak ta adlandırılır ve intsersfinkterik fistüllerde tercih edilir. Fistülün bağırsaktaki ve derideki ağızlarını bularak aradaki dokuların kesilmesi ve fistülün kazınması prensibine dayanır. Bu teknik, % 2-20 oranında gaz veya dışkıyı tutamama (inkontinens) komplikasyonuna yol açabileceğinden, eksternal anal sfinkteri (dış makat kası, dışkı tutma kası) içine alan fistüller için uygun değildir. Bu yöntem sonrası nüks oranı % 2-10 arasındadır.
İki aşamalı fistülektomi tekniği: Bu teknik sıklıkla her iki makat kasını da kat eden (transsfinkterik) fistüllerde tercih edilir. İlk aşamada aradaki apse boşaltılır ve apse ile dış makat kası arasındaki ilişki ortadan kaldırılır. Sonraki aşamada fistül yolu (traktı) boyunca seton (ip veya lastik) geçirmek gerekebilir.
Yaranın geç dönem iyileşmeye bırakılması: Fistül yolu (traktı) bir kesi ile çıkartılır ve sonra iç ve dış makat kasları arasındaki (intersfinkterik) makat bezi çıkartılır ve yara açık bırakılır. Bu açık yara günde birkaç kez yapılan pansumanlarla uzun dönemde iyileştirilmeye çalışılır.
Fistülün dikilmesi: Fistül yolu (traktı) kazınarak, fistül ağızları dikiş ile kapatılır. Bu teknikte fistül yolunda (traktı) sıklıkla kan ve iltihap birikir ve böylelikle fistülün tekrarlamasına (nüks) neden olur. Ayrıca, fistüle ait farklı bir yol daha varsa bu anlaşılamaz. Bu teknikte daha ziyade önerilen fistül iç ağzının dikilmesi ve dış ağzının dışarı boşalmaya terk edilmesi yeğlenir.
Endorektal ilerletme flebi: Makat fistülü tedavisinde endorektal ilerletme flebi tekniği, fistülün iç ağzının bulunarak bu ağzın etrafındaki bölümdeki bir bağırsak bölümünün kaldırılması, fistülün iç ağzının kapatılması ve sonra daha önceden kaldırılmış olan bağırsak bölümünün fistül iç ağzının üzerine kaydırılması veya dikilmesi prensibine dayanır. Bu teknikte 10-14 gün boyunca fistül bölgesine bir dren yerleştirilir. Endorektal ilerletme flebi tekniğinde % 20 oranında gaz veya dışkıyı tutamama (inkontinens) ve % 20 oranında nüks görülür.
Deri kaynaklı adacık flebi ile anoplasti: Nelson ve ark. fistül yolunu adacık flebi ile kapatarak % 80 civarında başarı oranları bildirmektedir.
York-Mason girişimi: özellikle komplike, tekrarlayan ekstrasfinkterik fistüllerde tercih edilir. Beraberinde bağırsağın karın derisine dikilmesi veya stoma (ostomi, bağırsak torbası, bağırsak kesesi, ileostomi, kolostomi) gerekebilir.
Prof. Dr. Korhan Taviloğlu
Kaynak; mynet