Çoban püskülü, Stechpalme, Ilex aquifolium L.
Işılgan
Dikenli defne
Familyası:
Çobanpüskülügillerden, Stechpalmengewâchse, Aguifoliaceae
Drugları: Çobanpüskülü yaprağı; Aguifolii folia
Çobanpüskülünün sadece yaprakları çay, tentür ve natürel ilaç yapı*mında kullanılır. Fakat meyveleri zehirli olduğundan asla yenmez.
Giriş: Çobanpüskülü Aquifoliagillerin bir alt grubu olan İlexgillerden olup bu gruba takriben 500 bitki dahildir. Bunlardan sadece Çobanpüskülü; İlexaquafolium ve Mate çayı; İlex paraguariensis tıbbi maksatla kul*lanılır. Latince “acus” iğne, “folium” yaprak, “aqua” su ve “iç” sivri an*lamına gelir bu da iğne yapraklı veya Su attıran yapraklı anlamına gelebilir. Tarihte ilk defa MATTHİOLİ 1563’de öksürük ve böğür bat*masına karşı kullanmış ve onu HAHNEMANN’ın Gut hastalığı (nikris), kolit(sancı) ve sıtmaya karşı kullanmıştır. Vatanı Akdeniz ülkeleri olan bitki günümüzde Batı Avrupa’dan Doğu Türkistan’a kadar geniş bir alan yayılmıştır ve de son olarak Amerika’ya götürülerek orada yayılmıştır.
Botanik: Çobanpüskülü 2m boyunda, çalı görünümünde bazen de 10m boyunda bir ağaç olabilir. Bu bitkinin yetiştiği toprak ve iklime göre farklılık gösterir ve oldukça sık çatallaşır. Yaprakları yumurta şeklinde olmakla birlikte kenarları oldukça farklıdır. Kenarlarında çok sayıda önce diş sonra iğne gibi sivri dikenleri vardır ve alttaki yapraklarda dikenleri daha az ve seyrektir. Yaprakların üst yüzeyi parlak koyu yeşil, alt yüzeyi açık yeşil, mat, tüysüz, 5-10cm uzunluğunda, 3-6cm eninde ortadan başa doğru uzanan sarımsı yeşil ana bir damar ve ondan yanlara doğru uzanan yan damarlardan oluşur. Çiçekleri 4 adet beyaz, kalp şeklindeki küçük taç yaprakları ve ortada yeşilimsi bir göbek ve taç yapraklarını saran 4 küçük kupa yapraktan oluşur. Ortadaki yeşilimsi göbek zamanla olgunlaşarak meyveye dönüşür. Önce yeşil olan meyveleri sonbaharda kırmızı hatta kan kırmızı bir renk alır ve yuvarlak olan meyveleri mer*cimekten biraz irice olup zehirlidir.
Yetiştirilmesi: Türkiye’nin hemen her bölgesinde kolaylıkla yetiştirmek mümkündür. Fideleri önce saksı, çamlık veya yastıklarda büyütülür son*ra kirli kireçli ve kumlu bir yere dikilir ve ekilirken yarı gölgelik yerler tercih edilir. yani ağaçların çevresine dikilir.
Birleşimi: Çobanpüskülü yaprağındaki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz;
a) Purinler %0,4-2,6 arasında olup bunun %50-80’i Coffein (Koffein), %10-30 Theobromin ve az miktarda Theophyllin içerir.
b) Caffeoylchinasit türevleri %4-14 arasında olup en önemlileri; Chlorogenasit, Neochloragenasit, Kryptochlerogenasit, 3,4-Dicafteogelchinaasit
c) Flavonitler; Rutosid, İzoquercitrin ve Kâmpferolglikozitler
d) Triterpenler; α-Amyrin (İllicinalkol) β-Amyrin, Bauerenol, Erythrodiol, Oleolasit ve Ursolasidi
e) Steroller; Sitosterol, Stigmasterol, Campesterol, Kolesterol
f) Aminoasitlerden; Asparaginasidi, Glutaminasidi, Cystelin ve Tryptophan,
g) Ayrıca Glikolipit, Phosphorlipit, Linolen asidi, reçine ve az miktarda Saponin içerir.
Tesir şekli: Ateş düşürücü, idrar söktürücü, iltihap önleyici, teskin edici, öksürüğü önleyici ve vücuda direnç ve kuvvet vericidir.
Kullanılması:
a) Homeopati’de; Çobanpüskülü tentürü çok nadir kullanılır ve başta yüksek ateş, sarılık, ishal ve romatizmaya karşı kullanılır.
b) Halk arasında başta grip, üşütme gibi bulaşıcı hastalıklar sonucu kişide görülen yüksek ateşe karşı kullanılır. Ayrıca romatizma rahatsızlıklarından artrit (eklem romatizması), nikris, kronik bronşit ve kabızlığa karşı kullanılır.
Açıklama: Aslında hastada ateşin yükselmesi gayet normal ve hastada gerekli olan bir durumdur. Bu şekilde vücudun savunma sistemi (İmmün) bakterileri yok eder fakat uzun süre devam eden ateş zararlıdır. Özelliklede çocuklarda ve bebeklerde şayet ateş 41˚’nin üzerine çıkar ise o zaman çok tehlikeli olur ve 3 duyu organından dil, kulak, göz birini kaybetme tehlikesi ortaya çıkabilir. Bu gibi hallerde çocuğa hemen soğuk su ile banyo yaptırmak gerekir.
Çayı: İki kahve kaşığı Çobanpüskülü yaprağı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek hafif ateşte kaynatıldıktan sonra 5-10dk demlenmeye bırakılır ve sonra süzülerek içilir.
Çay Harmanları;
Homeopati’de:
Yan tesirleri: Çobanpüskülü yapraklarının bilinen bir yan tesiri yoktur fakat meyveleri çok zehirli olduğundan kesinlikle yenmemesi gerekir.
B) Mate ağacı, Mate tee, İlex paraguariensis
Peru çayı
Mate
Familyası: Çobanpüskülügillerden, Stechoalmengewâchse, Agvifoliaceae
Drugları: Matenin sadece yaprakları çay yapımında kullanılır.
Botanik: Vatanı Latin Amerika’nın Güneyi olup başta; Güney Brezilya, Kuzey Arjantin, Peru ve Uruguay’da yetişir ve de yetiştirilir. Tabiatta yabani olarak yetişen Mate ağacı 10-20m boyunda iken özel olarak çay yapımında kullanmak için yetiştirilen Mate ağacının boyu ise sadece 2-5m büyüklüğünde olur. Yaprakları ters yumurta şeklinde, 4-8cm geniş*liğinde, 10-20cm uzunluğunda, kenarları hafif kertikli, üst yüzeyi koyu ve alt yüzeyi açık yeşil renklidir. Çiçekleri çok küçük ve topluca bir demet gibi bir arada ve yaprak saplarının dibinde bulunur ve de bir dalda 30-50 çiçek olabilir. Çiçeklerin taç yaprakları oldukça küçük, beyaz renkte, genellikle 4 adet olup, ortada yeşilimsi bir göbek bulunur. Göbek zamanla büyüyerek meyveye dönüşür. Meyveleri önce yeşil iken olgun*laştıkça siyahlaşır, küre şeklinde, mercimek büyüklüğünde olup içinde 4-7adet çekirdek bulunur.
Yetiştirilmesi: Türkiye’nin Akdeniz ve Ege bölgesinde yetiştirilmesi oldukça kolay olup herhangi bir özel itinaya gerek yoktur.
Hasat zamanı: Her iki yılda bir kesilen dallardan yaprakları dövülerek veya sıyrılarak ayrılır. Yaprakların kararmaması için özel silindirlerde 350-400 derecede 20-30saniya kavrulması veya 60-80 derecede 5-6sa sıcak hava ile kavrulur. Bu işlemler tecrübe gerektirdiğinden hayli zor bir iştir.
Birleşimi: Mate’nin yapraklarındaki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz;
a) Purinalkaloitler %0,5-2arasında olup Coffein %0,4-1,5arasında ve Thcobromin %0,1-0,3 arasında ve çok az miktarda Thopyllin içerir.
b) Flavonitler; rutosid kâmpferolglikozit, Quercitringlikozit ve İzoquercitringlikozit
c) Saponinler; Ursolasidi, Oleonolasidi ve Metasaponin,Vitaminlerden; B1, B2, B3, B6 ve C vitamini
e) Ayrıca Saponinler ve az miktarda az miktarda eterik yağ içerir.
Tesir şekli: Sinirleri uyarıcı, damarları büzücü ve metabolizmayı kuvvet*lendirici özelliklere sahiptir.
Kullanılması: Komisyon E’ye göre Mate çayı zihinsel ve bedensel yor*gunluğa karşı kullanılır. Halk arasında bağırsakları çalıştırma ve yor*gunluğa karşı kullanılır.
Çayı: İki kahve kaşığı Mate yaprağı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek 5-10dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir.
Yan tesirleri: Çok aşırı miktarda içilmesi halinde bazı rahatsızlıklara sebep olabilir. Latin Amerika’da Mate çayını çok sıcak içenlerde yutak, kalkan bezi ve yemek borusu kanseri olduğu görülmüştür. Mate çayı ile Çobanpüskülü birbirinden farklıdır. Bu nedenle aynı maksatla kulla*nılamazlar.
Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Gökçek İksir’i ile tedavi olmak mümkündür. Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır.Gökçek İksiri vücudu cüruflardan arıtır, iltihaplı hastalıkları iyileştirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir.Gökçek Tonik mide-bağırsak rahatsızlıkları, deri hastalıkları ve her türlü alerjiye karşı etkilidir.
Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.Gökçek Diyet
Üsteki iki resim mateye aittir, ve alttaki iki resim çoban püsklüne aittir.