İki Yıllık | 0,5-2m | 6-9 Aylar | Se,Na | Kökü
Pancar , Rübe, Beta vulgaris
Familyası: Ispanakgillerden, Gaensefussgewaechse, Chenopodiaceae
Drugları: Pancar kök özsuyu: Betae succus
Pancarın kök suyu çıkarılarak içilir veya natürel ilaç yapımında kullanılır.
Giriş: Pancarın oldukça çok türü mevcuttur, fakat en yaygın olarak şeker elde etmek için şeker pancarı: beta vulgaris ssp. vulgaris var. altissima yetiştirilir. Natürel ilaç yapımında, sebze olarak yemek için ve de suyunu çıkarmak veya şerbetini yapmak için ise kırmızı pancar: beta vulgaris ssp. vulgaris. var. conditiva kulanılır.
Botanik: Vatanının doğu Akdeniz ülkeleri (Osmanlı toprakları): Türkiye, Suriye, Filistin ve Mısır olduğu ve buradan dünyanın diğer ülkelerine yayıldığı tahmin edilmektedir. Pancar iki yıllık bir bitki olup birinci yıl sadece rozet yaprakları vardır ve çiçek açamaz. Rozet yaprakları geniş mızrak veya bel şeklinde olup kenarları dalgalı, koyu yeşil renkli ve uzun saplıdır. İkinci yıl boyu 50-20cm bulan uzun boylu bir bitki olur ve tepedeki çiçekleri salkım şeklinde topluca bir arada ve yeşil renklidir. Köklerinin 1/10u dışarıda geri kalan kısmı içeridedir. Dışı sarımsı beyaz, içi beyaz renkte, silindir şeklinde başlar ve koni şeklini alır. Kırmızı pancarın yaprakları kahverengimsi kızıl renkte, kökleri genellikle küre şek¬linde, şeker pancarına göre küçük dışı grimsi kırmızı içi ise kan kırmızısıdır.
Hasat zamanı: Şeker pancarının kökleri sonbaharda sökülerek çıkarıl-dıktan sonra temizlenir ve şeker fabrikalarına gönderilir veya sebze yemeği yapımında kullanılır. Kırmızı pancar köklerinin yemeği, salatası yapılır veya suyu çıkarılır.
Birleşimi: Şeker pancarının kökündeki maddeler yeterince incelen-memiştir fakat
1) %20 oranında sakarozlar (ham şeker) içerdiği bilinmektedir.
2) Aminoasit türevleri; Betain (Trimetilasetikasit), Betanidin, Betacyan ve Betaxanthini sayabiliriz.
3) Ayrıca saponinler, allantoin, nitratlar, mineraller ve vitaminler içerir.
Tesir şekli: Kandaki şekeri ve tansiyonu yükselticidir.
Kullanılması:
a) Üniversite kliniklerinde tedavi denemeleri ve araştırmalar yapılma-mıştır. Bu nedenle bugünkü bilgilere göre 2. sınıf bir şifalı bitkidir. Pancar yerine daha etkili olan başka bitkiler kullanılmalıdır. Örneğin karaciğer rahatsızlıklarına Şahtere, Zerdeçal, Devedikeni preparatları veya Gökçek İksiri daha etkilidir.
b) Sakkaroz genellikle hastanelerde şekeri ve tansiyonu düşenlere da-marlardan verilerek normal düzeye yükselmesini sağlar.
c) Şeker pancarı kökünün birleşimindeki en önemli madde betain olup genellikle karaciğer rahatsızlılarına karşı ilacı yapılır.
d) Karaciğerdeki enzim yetersizliği nedeniyle yağ metabolizması (lipid metabolizması) bozulur. Betain bozulan bu dengeyi yeniden sağlar ve kandaki yağ oranını düşürür.
e) Şeker konservelerin bozulmasını önleyici özeliğe sahiptir, bu nedenle reçel, şurup ve komposto yapımında kullanılır.
Açıklama: Kısaca çay şekeri diye anılan endüstri şekeri birçok çeşitli işlemden sonra saf beyaz şeker elde edilir. Bu şekerin birleşimindeki mineraller, vitaminler ve enzimler olmadığından direkt kana geçer ve ona göre İnsuline ihtiyaç duyar. Kanda yükselen şekere göre İnsülinin de yükselmesi gerekir, fakat pankreas anında İnsülin üretmediğinden kanda olmasına rağmen hücrelerdeki şeker yetersizliği ortaya çıkar. Kanadaki şeker hücreler tarafından değerlendirmeden idrar yolu ile dışarı atılır. Böylece şeker hastalığı ortaya çıkar. Bugün Almanyada 5 milyon şeker hastasının olduğu ve bunlardan 200.000 inin günde iki defa İnsü¬lin iğnesi yaptıkları bilinmektedir. Diyabet (şeker hastalığı) endüstri ülke¬lerinde, diğer ülkelere göre 10 kat daha fazla görülmektedir. Pancar üre¬ten ülkelerde pancar kökü ve de yapraklarından sebze yemekleri yapıldığı halde herhangi bir yan tesiri görülmemiştir. Endüstri ülke¬lerinde aşırı oranda şeker kullanıldığından kandaki Adrenalin oranı yükselir ve kişinin sinirli, korkulu, telaşlı ve kavgacı olmasına neden olur. Çocukların özelikle küçükken çok tatlı, beyaz unlu besinler (hamburger, chesburger) yemeleri veya aşırı oranda şeker içeren cola, fanta gibi içeceklerden içmeleri halinde dişlerin çürü¬mesi, kemiklerin yoğunluğunu kaybetmesi ve kırılgan olmasına (osteoporoz) sebep olur ve de en ufak bir darbede kemikleri kırılabilir. Yale Üniversitesinin yaptığı araştırmaya göre 1,70 m boyunda ve 70kg ağırlığındaki bir insanın günlük şeker ihtiyacı 35 gramdır. Oysa 0,33lük bir cola kutusunda 36gr saf şeker bulunur. Bir kutu cola içenin, o gün karbonhidratlı (şekerli) başka hiçbir şey yememesi ve içmemesi gerekir, aksi halde kandaki şeker oranı sürekli artarak şeker hastalığına dönüşür. Bağırsaklarda şekerin artması bağırsak mantarlarının çoğal¬masına neden olur. Mantarlar şekerli maddelerden zehirli alkoller (meta¬nol, etanol, izopropanaol, heksanol ve xyklol gibi) ve zehirli gazlar (metan, eten, izopropan ve hexan gibi) üretir. Bu zehirli gazlar ve alkoller bütün dokulara ulaşarak başta alerji, romatizma, nikris, (gut) siyatik, ağız kokusu, pis kokulu gaita (def-i hacet) ve kemik erimesine (osteoporoz) sebep olur. O halde şekerli çay, şekerli yiyecekler, şekerlemeler, tatlılar, çicolatalar, cola ve fanta gibi içeceklere dikkat edilmelidir ve yavaş yavaş bu besin maddeleri ve içecekleri azaltmalı ve mümkünse cola ve fanta hiç içilmemelidir.