Birkaç kilo fazlamız olduğunda bile bunu gözümüzde büyütüp kilo verme işini hep askıya alırız. Sıkı diyetler yapmak ya da spora ağırlık vermek konusunda da bahanelerimiz her zaman hazır.
Fazla kilolardan kurtulmak ama kendinizi de çok yormamak mı istiyorsunuz? Aslında bazı ufak alışkanlıklarınızı değiştirerek bunu yapmanız mümkün. Paylaşacağımız yöntemlerle kilo vermenin en kolay yollarını keşfedebilir ve kendinize uygun olanları hayatınıza uygulayabilirsiniz.
‘Light’ kelimesini sözlüğünüzden çıkarın
Bu kelime literatürümüze girmeden önce ne kadar da mutluyduk oysa ki! Araştırmalar gösteriyor ki, insanlar ‘light’ yiyecekleri normal yiyeceklere göre %50 oranında fazla tüketiyor. Yani etiketinde ‘light’ yazısını görünce ürünün çok masun olduğunu düşünüp normalde alacağımız miktardan çok daha fazlasını tüketebiliyoruz. Etiketine aldırış etmeden kararında yemeyi öğrenmelisiniz.
Sabah yerine öğleden sonra atıştırın
Açlığınızı bastırmak ve daha düzenli beslenmek için günlük öğünlerinizi 5-6 parçaya böldüyseniz, bu öğünlerden birini eksilterek daha hızlı kilo verebilirsiniz. Araştırmalara göre sabah yapılan atıştırmalar, öğleden sonra yapılanlara kıyasla kilo verme konusunda daha etkisiz. Yani eğer öğün arasına bir atıştırmalık eklemeyi planlıyorsanız, bunu öğleden sonra yapmalısınız. Kahvaltı ve öğle yemeği arasındaki süre, öğle ve akşam yemeği arasındaki süreden çok daha kısa olduğu için atıştırmalıklara öğleden sonra daha fazla ihtiyaç duyabilirsiniz.
Akşam yemeğinizi bir erkekle yiyin
Hepimiz karşımızda bir erkek olduğunda çok daha dikkatli ve kibar yemeye özen gösteririz. Hatta bu kişi ilgilendiğimiz ve heyecan duyduğumuz biriyse iştahımız birden kapanabilir. Bunu neden lehimize kullanmayalım! Akşam yemeklerinizi bir karşı cins ile yediğinizde aldığınız kalori miktarı kız arkadaşlarınızla çıktığınız bir yemekten kesinlikle çok daha az olacak.
Oda sıcaklığınızı düşürün
İşyerinizde ya da evinizdeki oda sıcaklığını düşük tutmak çok daha fazla kalori yakmanıza neden olur. 16-25 derece arasındaki oda sıcaklığı vücudunuzun kendi sıcaklığını koruması için daha çok çaba sarf etmesi ve daha çok kalori yakması anlamına geliyor. Hiçbir efor göstermeden daha çok kalori harcamayı kim istemez!
Erik mucizesine kulak verin
Araştırmalara göre her gün 150 gram kadar erik tüketen insanların kilo verme oranı artıyor ve bel çevrelerinin ölçüsü daralıyor. Yüksek lifli dokusuyla sindirime yardımcı olan erik, vücudumuz için çok sağlıklı bir besin maddesi olmasının yanı sıra tokluk hissini de arttırıyor. Sabahları kahvaltınızın yanına birkaç tane eleyebilir ya da öğleden sonra atıştırmalıklarınız için eriği tercih edebilirsiniz.
Sabahları egzersiz yapın
Sabahları spor yapan kadınların iştahları düşüyor ve enerji seviyeleri gün boyu yüksek kalıyor. Sabah yapılan egzersizlerin etkisi kısa bir süre sonra geçse de bunun için alabileceğiniz bazı önlemler var. Mesela gün boyunca egzersiz yapmaya devam edebilirsiniz. Merdiven çıkın, otobüsten bir durak önce inip yürüyün ya da işyerindeki kısa molalarda kolay bazı hareketler uygulamaya devam edin.
Baskın olmayan elinizle yiyin
Bir solak mısınız? O zaman yemeğinizi sağ elinizle yiyin. Kulağa komik geliyor değil mi? Aslında değil. Yeme alışkanlıklarımızın açlıktan kaynaklandığını düşünmemize rağmen, yediklerimiz çoğunlukla çevresel faktörlere dayanıyor. Yani birçok şeyi aslında sadece alışkanlıktan yapıyoruz. Fakat normalde kullanmadığınız elinizle yemek yediğinizde ne kadar yediğinizin farkına varabilir ve yediklerinizin miktarını ayarlayabilirsiniz
Spordan önce soğuk su için
Spor yapıyorsanız ve sarf ettiğiniz çabanın daha çok etki etmesini istiyorsanız, spora başlamadan önce bir bardak soğuk su için. Evet kulağa tuhaf geliyor ama aslında bu kadar basit. Araştırmalara göre spordan hemen önce içilen bir bardak soğuk su vücudun %25’e kadar daha çok kalori yakmasını sağlıyor. Vücut ısısını sabit tutmaya çalışırken harcadığı enerji de sizin işinize yaramış oluyor!
Koklayarak kilo verin
Bir yiyeceği koklamak bazen onu yemek kadar etkili olabiliyor. Özellikle elma ve muz gibi meyvelerde bu etkinin çok daha güçlü olduğunu söyleyebiliriz. Bir elma ya da muzu kokladığınızda, vücudunuz onu gerçekten yediğiniz yanılgısına kapılıyor ve iştahınız kapanmış oluyor. Aynı durum yemek pişirdiğinizde kendinizi aç hissetmemeniz şeklinde de örneklenebilir.
Proteinlere ağırlık verin
Her öğününüze ekleyeceğiniz protein daha az yemenize yardımcı olabilir. Proteini sindirmesi uzun sürdüğünden karbonhidrat ve yağlarla kıyaslandığında sizi çok daha çabuk doyurur ve uzun süre tokluk hissetmenize yardımcı oluyor. Öğünlerinize yumurta, yoğurt, peynir gibi proteinler ekleyerek bunu sağlayabilirsiniz.
Stresten uzak durun
Sanılanın aksine stres kilo vermenize neden olmaz, size kilo aldırır. Bunun nedeni stresli olduğumuzda daha çok yemek istediğimizden kaynaklanmıyor sadece. Araştırmalara göre stres vücudumuzun besinleri işleyiş şeklini değiştiriyor. Normalde yakabileceğimizden çok daha az kalori yakmamıza neden oluyor. Bu sebeple elinizden geldiği kadar stresten uzak durmaya, kendinize uygun bir stres-savar bulmaya çalışın.
Küçük tabak kullanın
Bunun kulağa büyük bir klişe gibi geldiğinin farkındayız. Fakat yeme alışkanlıkları konusunda genel geçer kurallardan biri olduğu da tartışılmaz. Tabağımız ne kadar büyük olursa, içindeki yemek de kadar az görünecek. Öğünün sonlarına doğru tabakta kalmaması için kendimizi zorlamaktansa, küçük bir tabağa azar azar koyup doymazsak yeniden almayı alışkanlık haline getirmeliyiz.