Topuk dikeni, özellikle ayağın altında var olan bir tendonun kısalması sonucu ortaya çıkan bir problemdir. Halk arasında bir kemik problemi olarak algılanmaktadır. Aslında topuk dikeni; ayağın altında var olan ve ayağın yaylanmasına yardımcı olmakla görevli olan bir adalenin topuğa yapıştığı yerdeki kısalığı sonucunda hastanın hissetmiş olduğu ağrı problemidir. Bu problem, özellikle kilo problemi olan ve ayağın basma kusuru olan kişilerde, düz taban ve ayağı kavis kusuru olan kişilerde daha fazla görülmektedir. Ayrıca romatizma hastalığı olan kişilerle, ayağıyla ilgili yanlış ayakkabı kullanımı olan kişilerde de sıklıkla topuk dikeni görülmektedir. Topuk dikeni kişiye özel bir hastalıktır ve genetik altyapısı olduğu da düşünülemez. Bir diğer önemli ayrıntı ise, yaş dağılımının olmamasıdır. Kilo problemi olan ve ayağında kavis sorunu olan birçok kişide görülebilir. Tanıda, hastanın şikayetleri oldukça önemlidir. Özellikle sabah ağrıları şikayetleri hekim için son derece mühimdir.
Belirtileri : Topuk dikeni rahatsızlığında çok klasik bir şikayet vardır. Hasta sabah yataktan kalktığı anda, ilk yere bastığı birkaç adımda çok ciddi bir şekilde ayağının altında yırtılma hissi yaşamaktadır. Ayrıca, batma ya da ayakta ciddi şekilde yürümeyi engelleyen bir ağrıyla da karşı karşıya kalmaktadır. Genellikle bu ağrı, topuğun tam orta bölümünde olmaktadır. Önemli olan nokta, başlangıçta sadece sabah kalktığında ağrımaktadır. Ardından uzunca bir süre, bir yerde oturduktan sonra ilk kalkıştaki yoğun bir ağrı oluşmaktadır. Bu ağrı tedavi edilmediğinde günün sonunda ayağın yorulmasıyla birlikte, ayağın tamamında hissedilen bir ağrı olarak hastayı doktora yönlendirebilmektedir.
Tedavi : Aşamalı bir sistemle topuk dikeni hastalarına tedavi uygulanmaktadır. İlk tedavi prensibinde, hastalarda basma kusurunu ortadan kaldırmak amacıyla, kişiye özel tabanlık kullandırılmaktadır. Bu tabanlıklardaki ana tema, hastalarda çok sıklıkla görülen düz tabanlık, yüksek kavis problemi nedeniyle hastaların ayaklarının şekillerine ve yapılarına uygun olarak hazırlanan özel tabanlıkları kullanmaları sağlamaktır. Bu tabanlıkları kullanmakla beraber, hastaların en önemli yapması gereken şey ise, Aşil tendonu egzersizidir. Bu egzersizlerin amacı, hastalığın ana teması ayak tabanında kısalmış olan adalenin, tekrar eski uzunluğuna ve elastikiyetine döndürülmesidir. Önemli olan nokta, bu egzersizlerin yapılmadığı sürece sabah ağrılarının da geçmesinin söz konusu olmadığıdır. Eğer, bu iki tedaviye rağmen sonuç alınamıyorsa, fizik tedavi ve rehabilitasyon programlarına başlanılmaktadır.