Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aynur Eren Topkaya, Zika virüsüyle ilgili “Sivrisinekten korunmak için tabii ki haşere ilaçları, sinek kovucular var ama sivri sineklerin yaşam alanlarını, bataklık gibi durgun su gibi alanları kontrol etmek gerekir. Bunları yapmadığımız takdirde havalar ısındığı zaman Türkiye’de de artık kendi vakalarımızın görülme riski tabii ki var” dedi.
Aynı zamanda Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği Çalışma Grubu üyesi olan Topkaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Zika virüsünün ilk kez 1947’de Uganda’nın Zika ormanlarında sarı humma virüsü araştırılırken maymunlarda bulunduğunu ve daha sonra insanlarda da görüldüğünü bildirdi.
Maymunlardan sonra insanlarda görülen virüsün salgın boyutunda olmadığını ancak 2000’li yıllardan sonra virüsün yayılmaya başlandığını aktaran Topkaya, konuşmasına şöyle devam etti:
“Günümüzde 2015 mayıs aylarında Meksika’dan başlayan bir salgın ve aralık ayı itibariyle ise milyonlara varmış durumda. Son zamanlarda artık Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde ithal vakalar tanımlandı. Hollanda, İngiltere, İsveç gibi bir çok Avrupa ülkesinde import dediğimiz aslında orada ortaya çıkan değil, salgın olan bölgelere seyahat eden insanlar ülkelerine döndükten sonra saptanan olgular oldu bu. Henüz ölümle sonuçlanan bir enfeksiyona sebep olmadı bu virüs. Türkiye’de de bugün itibariyle saptanan bir Zika virüsü bulunmamakta.”
Virüs taşıyan sinekler Türkiye’de de yaşıyor
Zika virüsünün vektör sivrisinekler aracılığıyla bulaştığını hatırlatan Topkaya, virüsü bulaştıran aedes cinsi sivrisineklerin Türkiye’de de mevcut olduğuna işaret etti.
Zika virüsüyle mücadelede sivrisineklerle mücadelenin önemine değinen Topkaya şunları kaydetti:
“Sivrisinekten korunmak için tabii ki haşere ilaçları, sinek kovucular var. Ama sivrisineklerin yaşam alanları, bataklık gibi durgun su gibi alanları kontrol etmek gerekir. Bunları yapmadığımız takdirde havalar ısındığı zaman Türkiye’de de artık kendi vakalarımızın görülme riski tabii ki var.
Virüsü taşıyan ve bulaştıran aedes cinsi sivrisinekler. Bu cins sinekler Türkiye’de de var. Ancak kış aylarında olduğumuz için iklim şu anlık burada yaşamalarına uygun değil. Ancak yaz aylarında tabii ki sinekler burada da canlanacaklar ve bu import vakalar yani Türkiye’den de bu endemik bölgelere, bu salgın olan bölgelere seyahat eden kişilere virüs bulaşırsa bunlar ülkeye geldiğinde aedes cinsi sivrisineklerin bunları ısırarak başka insanlara virüsü bulaştırma riski var. Bunun için de aşısı ve ilacı olmadığı için elimizde olan tek şey sivrisineklerle mücadele etmek.”