Spina bifida hastalığı nedeniyle omuriliğinde hasar oluştuğu için tekerlekli sandalyeye mahkum hayat süren 12 yaşındaki Semih Eliaçık, havuzda yüzme antrenmanları yaparak yürümeye başladı.
Eliaçık’ın “ayrık veya açık omurga” anlanıma gelen spina bifida hastalığıyla mücadelesi 2003 yılında başladı. Anne karnında 9 ay 10 günlükken hasta olduğu belirlenen Semih, dünyaya geldikten sonra hareket edememe, his kaybı ve kaslardaki güçsüzlük nedeniyle önce Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, sonra da Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde ameliyat geçirdi.
Ameliyat ve tedavilere rağmen ayağa kalkamayan Semih’in hayatı, 8 yaşındayken havuzda yüzmeye başlamasıyla değişti.
Havuzda 4 yıl boyunca kol kaslarını geliştiren ve kalça hareketleriyle yüzmeyi başaran Semih’in bacaklarındaki adaleler de yavaş yavaş çalışmaya başladı.
Yüzmeyi öğrendikten sonra yürüteç yardımıyla ayakta durabilen Semih, tekerlekli sandalyeye ve ailesine bağımlı yaşamdan kurtuldu.
“ARTIK BİZ ÖLSEK DE SEMİH AYAKTA KALACAK”
Anne Eliaçık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, normal geçen hamileliğin son günlerinde doktorların ultrason sonuçlarında bir sorunla karşılaştıklarını ve acil sezaryen kararı aldıklarını anlattı.
Bebeğinin kafasının fazla büyüdüğünü ve belinde de açıklık bulunduğunu belirten Eliaçık, oğlunun yaşamının ilk günlerden itibaren mücadeleyle dolu olduğunu ifade etti.
Hasta çocuğunu gördükçe acı çektiğini dile getiren Eliaçık, şöyle konuştu:
“Çok zor günler geçirdik. Allah kimseye vermesin, benim yaşadıklarımı kimse görmesin, çocuk da çekiyor, sen de çekiyorsun. Doktorlar hep ‘Tekerlekli sandalyeye bağlı kalır’ dedi. Biz mücadele ettik. Havuz eğitimi başladı. Kasları güçlendi, yürümenin de zevkine vardı. Eskiden hep üzüntüyle ağlardım, şimdi mutluyum. Ailelere sesleniyorum, ‘çocukları engelli’ diye bırakmasınlar, savaşmaktan vazgeçmesinler.”
“Artık biz ölsek de Semih ayakta kalacak” diye sevindiklerini belirten Eliaçık, engelliler için düzenlenen yüzme yarışlarında oğlunu da görmeyi hayal ettiğini aktardı.
SEMİH’İN MUCİZESİ GERÇEKLEŞTİ
Semih, havuzdayken kendisini daha mutlu ve iyi hissettiğini dile getirdi. Semih, yaşadıklarını şöyle özetledi:
“Ben spina bifidalıyım. Hastalığı tam olarak bilmiyorum ama daha önce yürüyemiyordum. Hiçbir yere tek başıma gidemiyordum. Yüzme sayesinde çok şey öğrendim. Aslında ben de yüzdükten sonra yürüyebileceğimi tahmin edemiyordum. Mucize gibi bir şey oldu. Ayaklarımı kalçadan oynatabiliyorum. Şimdi yürüteci tamamen atmak istiyorum. Spina bifidalı arkadaşlarım, ağabeylerim de yüzmeyi öğrensinler, korkmasınlar.”
“ÇOK YOL KATETTİK”
Bornova Belediyesi Işıkkent Spor Tesislerinin yüzme antrenörü Ayperi Yerlikaya, spina bifida hastası Semih ile sosyal sorumluluk projesi kapsamında yakından ilgilendiklerini söyledi.
Yüzme antrenörleri eşliğindeki egzersiz programlarında kol ve bacak kaslarını güçlendirmeye çalıştıklarına dikkati çeken Yerlikaya, 4 yıl önce havuza kucakta getirilen, sudan korkan çocuğun bugün serbest, kurbağalama, kelebek, sırtüstü stillerde “kendi tarzında” yüzdüğünü, sudan çıkınca da yürüyebildiğini kaydetti.
“YÜZME EGZERSİZLERİNİN KASLARI GÜÇLENDİRDİĞİNE İNANIYORUZ”
Amerikan Nöroloji Cerrahları Birliği ve Avrupa Belkemiği Derneği gibi uluslararası kuruluşlarda Türkiye’yi temsil eden beyin ve sinir cerrahisi uzmanı Prof. Dr. Kemal Yücesoy da spina bifida hastalığının doğumsal anomali olduğuna işaret etti.
Anne karnında diş, tırnak gibi cilt ürünleriyle beyin ve omuriliğin aynı tüpün içinde yer aldığını ve zamanla birbirinden ayrıldığını anlatan Yücesoy, “Ayrılma tam olarak gerçekleşmezse beyin ve cilt dokusu birbirine yapışık kalıyor. Bu açıklığa spina bifida adını veriyoruz” diye konuştu.