Zayıflamak için pratik bilgiler

Kilo korkusu her insanda olan bir duygu. Özellikle kış aylarında alınan aşırı kilolar ise insanların kabusu. Kilo sorununu çözüme ulaştırmak için ise günlük hayatınızda uyacağınız kolay kurallar size yardımcı olabilir.

Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, kış aylarında kilo alma korkusunun birçok kişinin derdi olduğunu belirterek, kışın alınan kiloların can sıktığını ifade etti.Diyetisyen Pınar Kural Enç kışı kilo almadan geçirmeyi sağlayacak şu tavsiyelerde bulundu;

METABOLİZMANIZI HIZLANDIRIN

Kış aylarında vücut ve metabolizma kendini koruma altına almıştır ve daha yavaş çalışmaya başlar. Kışın yeme ihtiyacı artan kişi çok fazla karbonhidratlı yiyecekler yeme ihtiyacı duyar. Terleme de oldukça az olmasından kaynaklı metabolizma hızı minimumdur. Bu yüzden bu dönemde dikkat edilmezse kilo artışı kaçınılmaz hale gelir.

Soğuk havalara karşı bağışıklık sistemi, hastalıklara (grip, soğuk algınlığı, bronşit gibi) karşı kendini güvenliğini sağlamak için yağ yıkımını engeller. Bu durumda kış mevsimini sağlıklı geçirmek için bağışıklık sistemini biraz daha güçlendirmek gereklidir. Güçlü bir savunma mekanizmasının temelinde ise yeterli ve dengeli beslenme bulunmaktadır. Kış aylarında metabolizmanın yavaşlamasına ek olarak fiziksel etkinliknin azalması da kilo artışına neden olmaktadır. Hormonal değişimlere bağlı olarak sindirim sisteminde kabızlık gibi sorunler oluşabilir.

GÜNE SIKI BİR KAHVALTI İLE BAŞLAYIN

Metabolizmanızı iyi çalışır duruma getirmek için kesinlikle güne kahvaltı yaparak başlamanız gereklidir. İyi bir kahvaltı ile güne başlamak sizin hem direncinizi koruyacak hem kilo denetiminde siz yardımcı olacak hem de metabolizma hızınızın yavaşlamasını engelleyecektir.

SUSAMADAN SU İÇİN

Yazın sıcaklar sebebiyle rahatça içtiğimiz suyu kışın rahatça tüketemeyiz. Su vücudumuzdaki tüm metabolik tepkiların temel direğidir. Kışın su kaybımız daha az olduğu için susama hissimiz azalır, yalnız su ihtiyacımızı yine de karşılamamız gereklidir. Kışın metabolizmanızı çalıştırmak için susamasanız bile günde 2-2,5 ( 10-14 bardak) litre su tüketilmesi gereklidir.

Siyah çay ve kahve yerine bitki çayı içinizi ısıtmak için daha iyi bir seçenek Soğuk hava sebebiyle kışın en çok tercih edilen içecekleri genelde sıcak içeceklerdir. Sıcak içecek olarak genelde kafein- tein içeriği yüksek olan çay- kahve tercih edilmektedir. Bu hususta bizim tavsiyemiz bitki çaylarını tercih edilmesidir. Kuşburnu çayı C vitamini içerdiği için, rezene çayı gaz problemlerina iyi geldiği için tercih edilebilir.

GREYFURT, LAHANA VE MAYDANOZ SİZİ KIŞ HASTALIKLARINDAN KORUR

Kış hastalıklarından korunmak, savunma mekanizmamızı güçlendirmek için de A ve C vitamininden yeterli beslenmek gerekir. Kış sebzeleri ve meyveleri de bu hususta bize yeterli oranda A ve C vitamini sağlayacaktır. Narenciye ( portakal, mandalina, greyfurt ) , havuç, kivi, lahanagiller ( karnabahar, lahana, brokoli, Brüksel lahanası ) , yeşil yapraklı sebzeler (maydanoz, tere, ıspanak ) A ve C vitamininden zengin besinlerdir.

Gerek günlerin kısalması gerekse havaların soğuması ile beraber fiziksel etkinlikler azalmaktadır. Lifli besinlerin tüketiminin de azalması sonucu kabızlık problemu kendini göstermiştir. Bu nedenle kış mevsiminin vazgeçilmez yiyeceklerinden kuru baklagillerin, kepekli tahılların (esmer ekmek, bulgur, kepekli makarna / pirinç / erişte / un) ve bilhassa C vitamininden zengin sebze ve meyvelerin tüketimine ağırlık verilmelidir.

YAĞI VE ŞEKERİ AZALTIN!

Kış yaklaştıkça, vücudumuz ısı değişikliğine ahenk sağlayabilmek adına harcadığı enerjiyi düşürür. Azalan fiziksel etkinlikye paralel olarak yağ ve şeker tüketimi de kısıtlanmalıdır.

HAFTADA 2-3 DEFA BALIK YİYİN KALP VE KEMİK SAĞLIĞINIZI GARANTİYE ALIN!

Kış mevsiminde güneş yüzünü daha az gösterdiğinden, D vitamini gereksinmesini karşılamakta sorunlar yaşanmaktadır. Bu nedenle havanın güneşli olduğu günlerde 20-25 dakika kadar güneş ışığından doğrudan faydalanmaya (hafif tempolu yürüyüşler olabilir) ve haftada 2 – 3 kez balık yiyerek kalp sağlığınızı korumaya ve kemiklerimizin de güneşin eksikliğini ( D vitamini yetersizliği ) daha az hissetmesini sağlayabilirsiniz.”